English Turkish
CATAMARAN : English Turkish
n. katamaran, kütüklerden yapılmış sal, hırçın kadın
CATAMENIA : English Turkish
n. regl, mensturasyon
CATAMENIAL : English Turkish
adj. mensturasyona ait, menstural
CATAMITE : English Turkish
n. oğlan; ibne (Argo)
CATAMNESIS : English Turkish
n. bir hastalığın başlangıcından itibaren tıbbi tarih
CATAMNESTIC : English Turkish
adj. catamnesis (bir hastalığın başlangıcından itibaren tıbbi tarih) ile alakalı
CATAMOUNT : English Turkish
n. kedigillerden jaguar benzeri bir hayvan
CATAMOUNTAIN : English Turkish
n. evcil kedinin atası olarak kabul edilen kedi familyasından (leopar veya panter gibi) vahşi hayvan
CATAPHASIA : English Turkish
n. cümlelerin ve kelimelerin tekrar edilmesine sebep olan konuşma rahatsızlığı
CATAPHORA : English Turkish
n. ilgili olduğu kelimeden önce gelen ikame (yerine kullanılan) kelimenin (ör. zamir) grametik durumu
CATAPHORESIS : English Turkish
n. pozitif elektrik akımı kullanarak bir ilacın doku boyunca gönderilmesi
CATAPHORETIC : English Turkish
adj. (pozitif elektrik akımı kullanarak bir ilacın doku boyunca gönderilmesi) ile alakalı
CATAPHORETICALLY : English Turkish
adv. cataphoresis (pozitif elektrik akımı kullanarak bir ilacın doku boyunca gönderilmesi) yoluyla
CATAPHORIC : English Turkish
adj. ilgili olduğu kelimeden önce gelen (ör. bir zamirin); cataphora ile alakalı
CATAPHRACT : English Turkish
n. antik Yunan savaş gemisi; scaled antik Romalılar'ca giyilen pullu zırh giysisi; zırhlı elbise giyen Roma askeri; (Zooloji) bazı sürüngen ve balıkların vücutlarını kaplayan sert pullar sistemi
CATAPLASIA : English Turkish
n. bir hücrenin çürümesi, bir dokunun çürümesi (Biyoloji)
CATAPLASM : English Turkish
n. yakı
CATAPLASTIC : English Turkish
adj. bir bandaja ait, yara lapasına benzeyen
CATAPLEXY : English Turkish
n. felç, şok
CATAPULT : English Turkish
n. fırlatma düzeneği ile ilgili, mancınık, katapült (uçak), sapan, uçak gövdesindeki fırlatma düzeneği
CATAPULT : English Turkish
v. fırlatmak, atmak, vurmak
CATARACT : English Turkish
n. şelâle, çağlayan; sel, katarakt, perde
CATARACTAL : English Turkish
adj. bir şelaleye ait, sağanak yağmurla alakalı; göz merceğinin buğulanması ile alakalı (Tıp)
CATARACTOUS : English Turkish
adj. kataraktla alakalı, katarakttan etkilenmiş (sonunda körlüğe yol açan göz merceğinin buğulanması)
CATARINA : English Turkish
n. bir kadın adı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani