English Turkish
CATHERINE WHEEL : English Turkish
gül biçiminde renkli pencere, çarkıfelek, ışıklar saçarak dönen fişek, yanlamasına takla
CATHERINE ZETA-JONES : English Turkish
n. (1969 doğumlu) İngiltere doğumlu ABD'li bir film aktrisi, 2002 yılı yapımı "Chicago" filmindeki rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu kategorisinde Oscar Ödülü sahibi, sinema oyuncusu Michael Douglas'ın karısı
CATHETER : English Turkish
n. sonda
CATHETERISATION : English Turkish
n. (Tıp) kateterizasyon, vücut sıvısını dışarı çekmek yada bir kanalı açık tutmak için vücudun içine sokulan sonda (ayrıca 'catheterization')
CATHETERISE : English Turkish
v. vücut sıvısını dışarı çekmek yada bir kanalı açık tutmak için vücudun içine sonda takmak (ayrıca 'catheterize')
CATHETERIZATION : English Turkish
n. (Tıp) kateterizasyon, vücut sıvısını dışarı çekmek yada bir kanalı açık tutmak için vücudun içine sokulan sonda (ayrıca 'catheterisation')
CATHETERIZE : English Turkish
v. vücut sıvısını dışarı çekmek yada bir kanalı açık tutmak için vücudun içine sonda takmak (ayrıca 'catheterise)
CATHETUS : English Turkish
n. dik olarak diğerinin üzerine gelen çizgi veya radyus; dik üçgenin dik açı yapan kenarı (Geometri)
CATHEXIS : English Turkish
n. bir faaliyetteki nesnedeki veya insandaki harcanmış enerji (Psikoloji)
CATHODE : English Turkish
n. katot, eksi uç
CATHODE RAY : English Turkish
n. katot ışını
CATHODE RAY TUBE : English Turkish
katot ışını lâmbası
CATHODIC : English Turkish
adj. katotlarla alakalı, akımın negatif kutbu ile alakalı (Elektrik)
CATHODICALLY : English Turkish
adv. katot tarzında (Elektrik)
CATHOLIC : English Turkish
n. katolik
CATHOLIC : English Turkish
adj. katolik, katolik kilisesi ile ilgili
CATHOLIC CHURCH : English Turkish
Katolik Kilisesi, Hıristiyanlığın başı Papa olan Romalı (Katolik) Batı kolu
CATHOLIC MARRIAGE : English Turkish
Katolik evlilik, atanmış Katolik bir papaz tarafından gerçekleştirilen evlilik
CATHOLICALLY : English Turkish
adv. Katolik Roma Kilisesi'nin inançlarına göre
CATHOLICISE : English Turkish
v. "Catholicise (Katolikleştirmek), (Britanya İngilizcesi)", Katolikliğe dönüştürmek; Katolikliğin benimsenmesini sağlamak; Katolik değerlerin propagandasını yapmak (catholicize olarak da yazılır)
CATHOLICISM : English Turkish
n. Katoliklik, Katolik kilisesi
CATHOLICITY : English Turkish
n. katoliklik, katolik kilisesi, açık fikirlilik, düşünce özgürlüğü
CATHOLICIZE : English Turkish
v. Katoliklik'e devşirmek; Katoliklik'i benimsemesine neden olmak; katolik değerleri yaymak (ayrıca Catholicise)
CATHOLICON : English Turkish
n. katolikon, evrensel ilaç, her türlü hastalıkla mücadelede kullanılan ilaç
CATHOUSE : English Turkish
n. genelev, randevu evi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani