Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CHLOROPLAST : English Turkish

n. klorofil içeren plastid (Botanik)

CHLOROSIS : English Turkish

n. kloroz

CHLOROTIC : English Turkish

adj. klorozla (yeşil rengin kaybıyla neticelenen bitki hastalığı) ilgili

CHLOROTICALLY : English Turkish

adv. chlorotic (yeşil rengin kaybıyla neticelenen bitki hastalığı ile alakalı) bir şekilde

CHLOROUS : English Turkish

adj. kloroz

CHLORPHENOL : English Turkish

n. cboya üretiminde kullanılan kimyasal madde

CHLORPICRIN : English Turkish

n. zehirli kimyasal madde

CHLORPROMAZINE : English Turkish

n. klorpromazin, kusmayı önleyici ve yatıştırıcı olarak kullanılan kimyasal madde

CHLORTETRACYCLINE : English Turkish

n. klortetraksilin, enfeksiyon tedavisinde kullanılan ilaç

CHM : English Turkish

"Chirurgiae Magister", (Latince) Cerrahlık Yüksek Lisans Mezunu; Cerrahlık yüksek lisans derecesi

CHM. : English Turkish

ir komitenin başkanı (veya organizasyonun, toplantının, vb.); bir departmanın yönetici şefi

CHMN : English Turkish

ir toplantıyı yöneten adam; bir komiteye başkanlık eden adam

CHOAD : English Turkish

n. penis, erkek üreme organı (İngiliz Argosu)

CHOANA : English Turkish

n. birisinin burun boşluğunun arkasından üst yutağa açılan geçit

CHOANOTAENIA : English Turkish

n. patojenik olmayan (hastalığa sebep olmayan) tenya türü

CHOC : English Turkish

çikolata

CHOC ICE : English Turkish

n. çikolata kaplı dondurma

CHOCK : English Turkish

n. takoz, odun parçası; kızak (gemi), yomalık büyük kurtağzı (gemi)

CHOCK : English Turkish

v. takozla desteklemek, destek koymak; kızağa çekmek

CHOCK : English Turkish

adv. sıkıca, sımsıkı, tamamen

CHOCK A BLOCK : English Turkish

dopdolu, ağzına kadar dolu, tıkışık, hıncahınç

CHOCK FULL : English Turkish

adj. tıklım tıklım, dopdolu

CHOCK UP : English Turkish

ırakmak, terketmek, vazgeçmek; ileri doğru getirmek

CHOCKABLOCK : English Turkish

adj. tıka basa doldurulmuş; mümkün olduğu kadar sıkı çekilmiş, bir araya toplanmış (ör. deniz hatlarının)

CHOCKFULL : English Turkish

adj. suda yüzen; ağzına kadar dolu olan; dolup taşan; tamamen dolu