Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CHOOSIER : English Turkish

adj. seçici, müşkülpesent, ince eleyip sık dokuyan

CHOOSIEST : English Turkish

adj. detaycı, seçici, zor beğenen, müşkülpesent, ince eleyip sık dokuyan

CHOOSINESS : English Turkish

n. seçicilik, seçici olma vasfı, titizlik

CHOOSING : English Turkish

adj. seçici, seçen

CHOOSING : English Turkish

n. seçme

CHOOSING THE LESSER OF TWO EVILS : English Turkish

ehveni şeri seçmek, kötünün iyisini seçmek, iki kötü durumdan en az kötü olanını seçmek, kırk katır ile kırk satır arasında kalmak

CHOOSY : English Turkish

adj. titiz, zor beğenen, müşkülpesent, kılı kırk yaran

CHOP : English Turkish

n. vuruş, darbe, doğrama, yarma; çırpıntı; pirzola, külbastı, ağız, çene, çene kemiği, mühür (hindistan); işaret, kalite, kalite belgesi, marka

CHOP : English Turkish

v. balta ile kesmek, yarmak, doğramak, kesmek, kırmak (odun); söyleyivermek, pat diye söylemek; yandan vuruş yapmak (kriket)

CHOP ABOUT : English Turkish

yön değiştirmek, değişmek, dönmek

CHOP ABOUT AND CHANGE : English Turkish

saati saatine uymamak, sağı solu belli olmamak, ne yapacağını kestirememek

CHOP CHOP : English Turkish

hemen!, derhal!, anında!

CHOP DOWN : English Turkish

devirmek

CHOP HOUSE : English Turkish

et servisi yapılan restorant (özellikle biftekler, pirzolalar, vb.); biftek evi

CHOP IN : English Turkish

söze karışmak

CHOP MEAT : English Turkish

n. kıyma [amer.]

CHOP OFF : English Turkish

udamak, kesmek

CHOP ONE'S WORDS : English Turkish

v. kısa kesmek, tane tane söylemek, kısa ve anlaşılır konuşmak

CHOP ROUND : English Turkish

yön değiştirmek, değişmek, dönmek

CHOP SUEY : English Turkish

n. sarımsak zencefil ve soya sosu ile terbiye edilmiş karışık sebze (bürüksel lahanası, bambu filizi, soğan, mantarlar) ve küçük küçük doğranmış etten oluşan Çin yemeği

CHOP UP : English Turkish

doğramak, kıymak

CHOP WOOD : English Turkish

v. odun yarmak, odun kırmak

CHOP-SHOP : English Turkish

n. çalınmış arabaların getirildiği ve satılmaları için parçalara ayrıldığı yer

CHOPHOUSE : English Turkish

n. et lokantası, lokanta; çin'de gümrük binası

CHOPIN : English Turkish

n. bir soyadı; Frederick Chopin (
1849), Polonyalı bir besteci