English Turkish
CHOLINESTERASE : English Turkish
n. enzim (kalpte, beyinde ve kanda bulunan)
CHOLO : English Turkish
n. (Saldırgan Argo) bir sokak çetesi üyesi olan Meksika kırması (ABD'de); (Aşağılayıcı Argo) Meksikalı kimse, Meksikan-Amerikan; Latin Amerika kırması
CHOMETZ : English Turkish
n. chametz, Yahudiler'in hamursuz bayramında yenmesine müsade edilmeyen yiyecek
CHOMOLUNGMA : English Turkish
n. (Sanskritçe) Mount Everest (Everest Dağı), dünyanın en yüksek dağı, Himalayalar dağ sırasında Nepal ile Tibet arasında bulunan bir dağ
CHOMP : English Turkish
v. sakızı şakırdatarak çiğnemek, büyük ısırıklar almak, ısırmak ve çiğnemek
CHOMPERS : English Turkish
n. (Argo) diş
CHOMSKY : English Turkish
n. bir soyadı; Noam Chomsky (1928 doğumlu), Amerikalı bir dilbilimci ve eğitimci
CHONDRAL : English Turkish
adj. kıkırdaktan yapılan, kıkırdağımsı
CHONDRIFY : English Turkish
v. kıkırdak olmak, kıkırdaklaşmak
CHONDRITE : English Turkish
n. göktaşı türü
CHONDROCRANIUM : English Turkish
n. daha sonra sertleşerek kafatasının ana kemiğine dönüşen kıkırdaktan oluşan bir embriyo kafatasının parçası
CHONDROMA : English Turkish
n. kıkırdak büyümesi (iyi huylu tümör tipi)
CHONDROMATOUS : English Turkish
adj. kıkırdak büyümesi (iyi huylu tümör tipi) ile alakalı
CHONDROSARCOMA : English Turkish
n. kıkırdakta habis kanser oluşumu
CHONDRULE : English Turkish
n. meteoritlerde bulunan temel mineraller kitlesi
CHONDRUS : English Turkish
n. bazı meteoritlerde bulunan mineral parçacığı
CHOOSE : English Turkish
v. tercih etmek, seçmek; yeğlemek, ayırmak, üstün tutmak, istemek
CHOOSE BETWEEN : English Turkish
- arasında seçim yapmak,
arasında tercih yapmak veya karar vermek, birini veya diğerini seçmek
CHOOSE FROM : English Turkish
-'dan seçmek,
'dan tercih etmek veya karar vermek,
'den seçmek
CHOOSE SIDES : English Turkish
tarafını seçmek, bir duruş almak, bir pozisyon seçmek
CHOOSE THE HAIRCUT YOU LIKE : English Turkish
eğendiğiniz saç kesimini seçin
CHOOSE THE LEAST OF TWO ILLS : English Turkish
ehveni şeri seçmek, kötünün iyisini seçmek, iki kötü durumdan en az kötü olanını seçmek
CHOOSE THE LESS OF TWO EVILS : English Turkish
kötünün iyisini seçmek, ehveni şeri seçmek
CHOOSER : English Turkish
n. seçim yapan kimse, seçici kimse
CHOOSEY : English Turkish
adj. seçici, titiz, zor beğenen, müşkülpesent, ince eleyip sık dokuyan (ayrıca choosy)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani