English Turkish
CHUTNEE : English Turkish
n. baharatlı Doğu Hindistan sosu veya çeşnisi (kuru üzüm, meyveler, hurmalar ve soğanların bir kombinasyonunu içeren)
CHUTNEY : English Turkish
n. hint turşusu, baharatlı hint salçası
CHUTZPA : English Turkish
n. cüret; küstahlık
CHUTZPAH : English Turkish
n. cüret, küstahlık
CHUVASH : English Turkish
adj. Çuvaş, Çuvaş halkıyla ilgili, Çuvaş halkına özgü
CHUVASH : English Turkish
n. batı Rusya'da yaşayan Ural ve Altay karışımı kökenleri olan bir halkın (Çuvaşlar) üyesi kimse
CHUVASH : English Turkish
n. Çuvaşça, Çuvaş dili, Çuvaş halkı tarafından konuşulan Türkî bir dil
CHUVASHI : English Turkish
adj. Chuvash ile alakalı
CHYLE : English Turkish
n. keylüs, kilüs, bağırsaklardan gelen yağlı akkan
CHYME : English Turkish
n. hazmedilmiş yemek
CHYMOTRYPSIN : English Turkish
n. protein hidrolizine yardım eden enzim
CHYMOUS : English Turkish
adj. chyme (hazmedilmiş yemek kütlesi) ile alakalı
CHYPRE : English Turkish
n. parfüm endüstrisinde kullanılan reçine/özsu harmanı; sandal ağacından yapılan parfüm
CI : English Turkish
"curie (küri) ", radyoaktiflik oranı ölçme birimi
CIA : English Turkish
"Central Intelligence Agency (Merkezî Haber Alma Teşkilatı)", Birleşik Devletler'in, ulusal güvenlik konularıyla ilgilenen hükümet organı
CIABATTA : English Turkish
n. düz beyaz İtalyan ekmeği (zeytinyağı ile birlikte hazırlanan)
CIALIS : English Turkish
n. Tadalafil'in marka adı, erkeklerde ereksiyon sorunlarını iyileştirmede kullanılan bir ilaç
CIAO : English Turkish
interj. güle güle (İtalyanca)
CIBORIUM : English Turkish
n. kilisede kutsanmış ekmek kabı, kilisede mihraba çekilen sayvan
CIBOX : English Turkish
n. kişisel bilgisayarlar için multimedya uygulaması programları dağıtımı yapan Fransız bir şirket
CICADA : English Turkish
n. ağustosböceği, orakböceği
CICADIDAE : English Turkish
n. cırcırböcekleri, çekirge cırcır böceği ve ağustos böceğini de kapsayan (erkeklerin karınlarının alt kısmındaki diyaframlarını titreştirerek yüksek aralıkta sesler çıkardığı) bir böcekler familyası
CICALA : English Turkish
n. ağustosböceği, orakböceği
CICATRICE : English Turkish
n. sikatris, düşen yaprağın bıraktığı iz, yara üzerinde oluşan zar; ağaç kabuğu zarı
CICATRICED : English Turkish
adj. iyileşmiş, kapanmış
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani