English Turkish
CLAP ON : English Turkish
v. hapse atmak, içeri tıkmak
CLAP ON SAIL : English Turkish
tüm yelkenleri açmak
CLAP ON THE BACK : English Turkish
omuza şaplak indirmek (etkileme veya cesaretlendirme için)
CLAP ONE'S HANDS : English Turkish
el çırpmak, alkışlamak
CLAPBOARD : English Turkish
n. fıçı tahtası, ince kaplama tahtası
CLAPBOARD : English Turkish
v. tahta kaplamak
CLAPHAM : English Turkish
n. bir soyadı; Londra'da (İngiltere) bir kenar mahalle
CLAPOMETER : English Turkish
n. insanların alkışlarına göre bir şeyin veya bir insanın popülerliğini ölçmek için cihaz
CLAPPED HANDS : English Turkish
yüksek bir ses çıkarmak için bir insanın iki elini şaplatması, el çırpma, alkış
CLAPPED HIS HANDS : English Turkish
yüksek bir ses çıkarmak için ellerini şaplatan, alkışlayan
CLAPPED-OUT : English Turkish
adj. (İngiliz Argosu) yorgun, bitmiş, tükenmiş, enerjisi tükenmiş, bitkin, bıkkın; harcanmış, bitap düşmüş, ağır kullanımdan dolayı eskimiş
CLAPPER : English Turkish
n. çan dili, dil, alkışlayıcı kimse; şakşakçı; kaynana zırıltısı (Argo)
CLAPPER BOARD : English Turkish
n. çekim tahtası (film)
CLAPPERBOARD : English Turkish
n. bir filmin başlangıcında hafifçe birbirine vurarak kenetlenen ve sonra ses ve görüntüyü senkronize etmekte kullanılan iki levha parçadan yapılan fotoğrafik cihaz
CLAPPERCLAW : English Turkish
v. pis bir dil kullanmak, argo bir dil kullanmak; tırnaklarla tırmalamak
CLAPPING : English Turkish
n. zırıltı
CLAPTON : English Turkish
n. bir soyadı; Eric Clapton (1945 doğumlu), Britanyalı ödüllü bir şarkıcı ve gitarist
CLAPTRAP : English Turkish
n. palavra, yağcılık, iltifat (sahte)
CLAPTRAP : English Turkish
adj. göstermelik, palavra, saçma
CLAQUE : English Turkish
n. şakşakçılar grubu, alkışçı topluluğu
CLAQUEUR : English Turkish
n. kiralık alkışlayıcı, kiralık şakşakçı; destekçi; şakşakçılar grubu üyesi
CLARA : English Turkish
n. bir kadın adı
CLARA BARTON : English Turkish
(
1912) ABD'li bir hemşire, Amerikan İç Savaşı sırasında bir Birlik gönüllüsü, Amerikan Kızılhaçı'nın kurucusu
CLARABELLA : English Turkish
n. flute stop on an organ
CLARE : English Turkish
n. bir soyadı; bir kadın adı; batı İrlanda'da bir ilçe; Assisili Saint Clare (
1253), Franciscan rahibe düzenini bulan İtalya doğumlu bir kadın; John Clare (
1864), İngiliz bir şair
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani