Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CLARK : English Turkish

n. bir erkek adı; bir soyadı

CLARK GABLE : English Turkish

n. (
1960) Amerikalı bir sinema oyuncusu, "It Happened One Night (Bir Gecede Oldu)" adlı filmdeki rolüyle En iyi Erkek Oyuncu kategorisinde 1934 yılı Akademi Ödülü sahibi ("Gone with the Wind{Rüzgâr Gibi Geçti}" filmindeki rolüyle de bilinir)

CLARK UNIVERSITY : English Turkish

Clark Üniversitesi, Worcester Massachusetts'te özel bir üniversite (ABD)

CLARKE : English Turkish

n. bir soyadı

CLARKE ORBIT : English Turkish

Clarke yörüngesi, yüksek irtifada dünyayı yörüngesine alan sabit iletişim uyduları sistemi (adını konseptin mucidi bir bilimkurgu yazarı olan Arthur C. Clarke'tan almaktadır)

CLARKIA : English Turkish

n. dar yaprakları ve gösterişli mor veya kırmızı çiçekleri olan bitki türü

CLARKS : English Turkish

n. Britanyalı bir şirket, bir ayakkabı imalatçısı ve tedarikçisi

CLARSACH : English Turkish

n. antik İskoçya ve İrlanda'nın tel ipleri olan küçük arpı

CLART : English Turkish

v. sürmek, sıvamak, harç veya çamurla kaplamak, bulaştırmak

CLARTY : English Turkish

adj. çamurlu, çamur kaplı; kirli, pis, iğrenç; (Argo) yapışkan ve tatlı, yapışkan madde ile kaplı, yapışkanlı;

CLARY : English Turkish

n. adaçayı

CLASH : English Turkish

n. çarpışma sesi, gümbürtü, çatışma, uyuşmazlık, ayrılık, uyumsuzluk, çarpışma

CLASH : English Turkish

v. gümbürdemek, çatırdamak; çatışmak, bindirmek, çarpışmak, çarpmak; uymamak, uyuşmamak, gitmemek, anlaşamamak

CLASH HEAD ON : English Turkish

doğrudan karşılaşmak, kafa kafaya çarpışmak, direk olarak yüz yüze gelmek

CLASH OF IDEAS : English Turkish

n. fikir ayrılığı, fikir çatışması

CLASH WITH ARMED FORCES : English Turkish

militanlar veya askeri güçler arasında çarpışmak; silahlı militanlarla savaşmak

CLASP : English Turkish

n. toka, sarılma, kavrama, sıkma, tokalaşma, el sıkma, kopça, kenet, kucaklama; harekât nişanı

CLASP : English Turkish

v. tutturmak, bağlamak, kopçalamak, tokalamak, sıkıca tutmak, sarılmak, kucaklamak, el ele tutuşmak; kavramak

CLASP HANDS : English Turkish

elleri sallamak, el sıkışmak, iyi niyet göstergesi olarak arkadaşça birbirinin elini kavramak

CLASP KNIFE : English Turkish

sustalı çakı

CLASP ONE'S HANDS : English Turkish

v. ellerini kavuşturmak

CLASP SMB. IN ONE'S ARMS : English Turkish

v. kucaklamak, sarılmak, kollarına almak

CLASP SMB.'S HAND : English Turkish

v. elini sıkmak

CLASPED : English Turkish

adj. klipslerle bağlanmış veya emniyete alınmış; düğmelenmiş

CLASPER : English Turkish

n. tutturulmuş/bağlanmış kişi yada şey; klips, kanca