English Turkish
CLASSIFICATION : English Turkish
n. sınıflama, sınıflandırma, tasnif, derecelendirme
CLASSIFICATION INDEX : English Turkish
sınıflandırma indeksi, nesnelerin sınıflandırılmalarına göre olan başlık
CLASSIFIED : English Turkish
adj. sınıflandırılmış, derecelendirilmiş, gizli
CLASSIFIED AD : English Turkish
sınıflandırılmış ilan, "iş ilanı", küçük reklam (yardımcı aranıyor, satılık, vb.)
CLASSIFIED ADS : English Turkish
"yardımcı aranıyor", "iş" ilanları gibi başlıklar altında reklam yapma
CLASSIFIED ADVERTISEMENTS : English Turkish
n. iş ilanları, küçük ilanlar
CLASSIFIED DATA : English Turkish
sınıflandırılmış veri, ayrılmış bilgi, gruplandırılmış data
CLASSIFIED DETAILS : English Turkish
sınıflandırılmış detaylar, gizli bilgi, kamuya açıklanmayan bilgi (güvenlik gerekçesiyle, vb.)
CLASSIFIED DIRECTORY : English Turkish
meslek rehberi
CLASSIFIED INFORMATION : English Turkish
gizli bilgiler
CLASSIFIED MATERIAL : English Turkish
sınıflandırılmış materyal, gruplara ayrılmış materyal
CLASSIFIED TELEPHONE DIRECTORY : English Turkish
sınıflandırılmış telefon rehberi, kategoriler şeklinde gruplara ayrılmış telefon kitabı, Sarı Sayfalar
CLASSIFIEDS : English Turkish
n. "iş ilanları", bir gazetedeki çeşitli kategorilere ayrılmış küçük reklamlar (Yardımcı Aranıyor, Satılık, Kiralık, vb. gibi)
CLASSIFIER : English Turkish
n. sınıflara ayıran kimse, ayıran kimse
CLASSIFY : English Turkish
v. sınıflandırmak, sınıflamak, ayırmak, tasnif etmek; gizli olduğunu duyurmak
CLASSIFYING : English Turkish
n. sınıflandırma, sınıflar oluşturma; tipler veya derecelere göre ayarlamalar yapma işi
CLASSILY : English Turkish
adv. şık bir şekilde, modaya uygun bir tarzda, zarif bir şekilde; bir üst sınıf modası içinde
CLASSINESS : English Turkish
n. şıklık, modaya uygunluk; üst sınıftan olma durumu
CLASSIS : English Turkish
n. sınıf, çeşit; tür; bir grup yerel kiliseyi yöneten papazlar ve yaşlı insanlar organizasyonu; piresbiteryen kilisesi yönetim kurulu, bir papaz evi; benzer şekilde yönetilen kiliseler grubu veya havalisi
CLASSLESS : English Turkish
adj. sınıfsız, sınıflara ayrılmamış
CLASSLESSNESS : English Turkish
n. sınıfsızlık, sosyal sınıfsızlık veya sosyal tabakasızlık
CLASSMAN : English Turkish
n. bir sınıfın üyesi, öğrenci; (Oksford İngilizcesi) onur listesinde yer alan ve güzel sanatlardan mezun olacak olan namzet (passman (onur listesine giremeyen ancak sınıfını doğrudan geçen sınıflandırılmamış öğrenci) in karşıtı olarak)
CLASSMATE : English Turkish
n. sınıf arkadaşı
CLASSROOM : English Turkish
n. sınıf, derslik, dersane
CLASSY : English Turkish
adj. mükemmel, şık, süper, zarif
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani