Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CLAIMING : English Turkish

adj. birşey için hak iddaa eden, hak talep edilebilir

CLAIMING OWNERSHIP : English Turkish

n. sahip çıkma

CLAIMLESS : English Turkish

adj. bir talep olmaksızın, iddaasız,

CLAIR : English Turkish

n. bir kadın adı

CLAIRAUDIENCE : English Turkish

n. normal deneyimler içerisinde olmayan sesleri hissetme yeteneği (ör. ölülerin seslerini)

CLAIRAUDIENT : English Turkish

adj. diğerleri tarafından duyulamayan sesleri duyabilme (ör. ölülerin seslerini)

CLAIRE : English Turkish

n. bir kadın adı

CLAIRVOYANCE : English Turkish

n. görülemeyen şeyleri görme yeteneği, sağgörü, basiret; keskin gözlülük

CLAIRVOYANT : English Turkish

n. görülemeyen şeyleri görebilen kimse

CLAIRVOYANT : English Turkish

adj. görülemeyen şeyleri görebilen

CLAIRVOYANTE : English Turkish

n. görülemeyen şeyleri görebilen kimse, görülemeyen şeyleri görebilme gücü olan kimse, altıncı hisse sahip olan kimse

CLAIRVOYANTLY : English Turkish

adv. görülemeyen şeyleri görebilen bir tarzda, altıncı his vasıtasıyla

CLAM : English Turkish

n. istiridye, deniz tarağı; içine kapanık kimse; neşeli parti, şamatalı toplantı

CLAM CHOWDER : English Turkish

n. deniz tarağı çorbası

CLAMANT : English Turkish

adj. gürültülü, ısrarlı, yapışkan

CLAMBAKE : English Turkish

n. kumsal partisi, plaj pikniği

CLAMBER : English Turkish

v. tırmanmak, sarılarak tırmanmak

CLAMMILY : English Turkish

adv. ıslak bir şekilde, soğuk ve nemli bir şekilde

CLAMMINESS : English Turkish

n. rutubet, nem; havanın aşırı nemli oluşu; soğukluk

CLAMMY : English Turkish

adj. nemli ve soğuk, rutubetli; yapışkan

CLAMOR : English Turkish

n. gürültü, patırtı, yaygara, feryat, haykırma, karışıklık

CLAMOR : English Turkish

v. gürültü etmek, yaygara koparmak

CLAMOR DOWN : English Turkish

yaygarayla istemek, zorlamak

CLAMORER : English Turkish

n. gürültü patırtı edip yaygara koparan kimse

CLAMOROUS : English Turkish

adj. patırtılı, gürültülü, yaygaracı