Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
COLLABORATIVE ROBOT : English Turkish

Yardımcı Robot, bir yardımcı veya öncü olarak bazı görevlerin yerine getirilmesi konusunda bir kimseye yardımcı olan (kendi başına bağımsız olarak hareket eden robotların tersine), COBOT

COLLABORATOR : English Turkish

n. iş arkadaşı, ortak, işbirlikçi

COLLABRA : English Turkish

n. intranet ve Usenet tartışma grupları için kullanılan bir Netscape modülü (Communicator yazılım süitinin bir parçasıdır)

COLLAGE : English Turkish

n. kolaj, kolaj tekniğiyle yapılmış resim

COLLAGEN : English Turkish

n. kollajen, çözünmez lifli protein (Biyoloji)

COLLAGENASE : English Turkish

n. kollajenaz, kollajeni katalize den enzim

COLLAGENIC : English Turkish

adj. kollajen oluşturan, kollajen ile ilgili (protein)

COLLAPSABLE : English Turkish

adj. katlanır, çökebilen; çökertilebilen, katlanabilen

COLLAPSE : English Turkish

n. çökme, yıkılma, çöküntü, yığılma; suya düşme; başarısızlık; çöküş, düşüş, kolaps

COLLAPSE : English Turkish

v. çökmek, düşmek, yıkılmak, portatif olmak; suya düşmek, başarısız olmak; bozulmak; cesaretini yitirmek; ciğerlerine hava gitmemek

COLLAPSE OF A BRIDGE : English Turkish

ir köprünün çökmesi, bir köprünün düşmesi, bir köprünün yıkılması, bir köprünün parçalanması

COLLAPSE OF PRICES : English Turkish

n. fiyatların ani düşüşü

COLLAPSE OF SYSTEMS : English Turkish

sistemlerin çöküşü, sistemlerin bozulması, sistemin arızalanması

COLLAPSED : English Turkish

adj. çökmüş, çökük

COLLAPSED UNDER THE WEIGHT OF : English Turkish

-ağırlığı altında çöktü,
yükü nedeniyle parçalandı,
zorlaması ile arızalandı

COLLAPSIBILITY : English Turkish

n. çökebilirlik, açılır kapanır olma niteliği

COLLAPSIBLE : English Turkish

adj. açılır kapanır, portatif; katlanır

COLLAPSIBLE AERIAL : English Turkish

katlanır anten, iç içe geçen anten, daha küçük yapmak için parçalarının birbirine yerleştirilebildiği anten

COLLAPSIBLE CORPORATION : English Turkish

geçici olarak kurulan şirket, belli bi amaç için kısa bir süre çalışan şirket

COLLAPSIBLE TABLE : English Turkish

katlanır masa, katlanabilen masa

COLLAR : English Turkish

n. yaka, tasma; sıkma bileziği

COLLAR : English Turkish

v. yakalamak, yakasına yapışmak, yaka takmak, yürütmek; durdurmak

COLLAR BONE : English Turkish

n. köprücük kemiği, boyundan dışa doğru uzanan omuzun üzerinde bulunan kemik

COLLAR SOMEONE : English Turkish

tutmak, birinin yakasına yapışmak

COLLAR STUD : English Turkish

n. yaka düğmesi