Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DELICATE MATTER : English Turkish

ince iş

DELICATE SUBJECT : English Turkish

hassa konu, dokunaklı konu, duyarlı konu

DELICATELY : English Turkish

adv. hassasça, narince, kibarca, dikkatli bir şekilde, duyarlı bir şekilde

DELICATENESS : English Turkish

n. hassaslık, narinlik, kibarlık, dikkatli olma durumu, duyarlı olma durumu

DELICATESSEN : English Turkish

n. hazır yemek ve salata dükkânı; hazır yemek, soğuk mezeci, şarküteri, mezeci dükkânı; mezeler, meze

DELICIOUS : English Turkish

adj. lezzetli, nefis; hoş

DELICIOUS FRUIT : English Turkish

lezzetli meyve, çok güzel tadı olan meyve

DELICIOUSLY : English Turkish

adv. hoşça

DELICIOUSNESS : English Turkish

n. lezzetlilik, lezzetli olma durumu, tatlılık

DELICT : English Turkish

n. suç, kanunu çiğneme, ihlal

DELIGHT : English Turkish

n. keyif, zevk kaynağı, zevk; haz, sevinç

DELIGHT : English Turkish

v. hoşnut etmek, sevindirmek, hoşlanmak, hoşuna gitmek; zevk almak

DELIGHTED : English Turkish

adj. memnun, mutlu, keyifli, hoşnut

DELIGHTED HIM : English Turkish

onu memnun etti, onu hoşnut etti, onu keyiflendirdi

DELIGHTED IN : English Turkish

-den memnun kaldı,
den zevk aldı,
den keyif aldı

DELIGHTEDLY : English Turkish

adv. içten bir şekilde, hoşnut bir şekilde, kalpten, memnuniyetle, mutlu bir şekilde

DELIGHTFUL : English Turkish

adj. hoş, zevkli, tatlı

DELIGHTFULLY : English Turkish

adv. nefis, pek hoş

DELIGHTFULNESS : English Turkish

n. hoşlanma, zevk, keyiflenme, hoşluk, mutluluk, eğlenme

DELIGHTSOME : English Turkish

adj. zevk verici

DELILAH : English Turkish

n. hilekâr kadın, gönül ayartıcı kadın

DELIMIT : English Turkish

v. limitlerini belirlemek, sınırlandırmak, limit koymak

DELIMITATE : English Turkish

v. limitlerini belirlemek, limit koymak, sınırlandırmak

DELIMITATION : English Turkish

n. limit koyma, sınırlama, sınırlandırma

DELIMITATIVE : English Turkish

adj. kısıtlayıcı, sınırlayıcı, sınır koyan, sınır koyucu