English Turkish
DELISTING : English Turkish
n. listeden silme; bir kimseyi veya şeyi bir listeden çıkarma; (Menkul Kıymetler Borsası) borsa kotundan çıkarma, borsadaki listeden silme
DELITESCENCE : English Turkish
n. gizli olma, gizlenmiş olma, saklı olma, ortadan kaybolmuş olma
DELITESCENCY : English Turkish
n. gizli olma, gizlenmiş olma, saklı olma, ortadan kaybolmuş olma
DELITESCENT : English Turkish
adj. örtülü, belirti göstermeyen; gizli, gizlenmiş olan; aktif olmayan hastalık
DELIVER : English Turkish
v. teslim etmek, iletmek, dağıtmak, vermek; kurtarmak; serbest bırakmak; doğurtmak; söylemek; devretmek; atmak
DELIVER A CHILD : English Turkish
çocuk doğurmak, çocuk dünyaya getirmek, doğum yapmak; çocuk doğurtmak, doğum yaptırmak, doğumda yardımcı olmak
DELIVER A LECTURE : English Turkish
ders anlatmak, ders vermek, konu anlatmak, konferans vermek
DELIVER A MESSAGE : English Turkish
v. mesaj vermek, mesaj göndermek
DELIVER A SPEECH : English Turkish
nutuk çekmek, söylev vermek
DELIVER AN ATTACK : English Turkish
saldırıda bulunmak, saldırı yapmak, saldırmak
DELIVER AN ULTIMATUM TO : English Turkish
v. ültimatom vermek
DELIVER LETTERS : English Turkish
mektup dağıtmak, posta dağıtmak
DELIVER ONESELF : English Turkish
v. açıklamak, belirtmek
DELIVER THE GOODS : English Turkish
sözünü tutmak
DELIVER UP : English Turkish
vermek, teslim etmek
DELIVERABLE : English Turkish
adj. verilebilir, teslimi mümkün, dağıtılabilir
DELIVERANCE : English Turkish
n. kurtarma, kurtuluş; hüküm, kanı, yargı
DELIVERED : English Turkish
adj. verilmiş, teslim edilmiş; taşınmış, iletilmiş, nakledilmiş; bir yerden başka bir yere gönderilmiş, bir kimseden başka bir şeye geçirilmiş olan; sunulmuş (konuşma); serbest bırakılmış, özgür bırakılmış
DELIVERED A FUNERAL ORATION : English Turkish
cenaze hitabı yaptı, cenaze konuşması yaptı, cenaze sırasında bir konuşma yaptı
DELIVERED A JUDGEMENT : English Turkish
karar verdi, adli bir karar verdi
DELIVERED A SPEECH : English Turkish
konuşma yaptı, hitap etti
DELIVERER : English Turkish
n. dağıtım yapan kişi; kurtarıcı kişi
DELIVERING : English Turkish
n. transfer, nakil, devir, teslim, teslimat; kurtuluş, özgürleşme, serbest kalma; çocuk dünyaya getirme durumu, doğum yapma
DELIVERY : English Turkish
n. teslim, dağıtma, teslim etme, verim; devretme; doğum, doğurma; konuşma
DELIVERY DATE : English Turkish
teslim tarihi, bir şeyin teslim tarihi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani