English Turkish
DELTA : English Turkish
n. delta, üç köşe; çatalağız
DELTA CONNECTION : English Turkish
üç köşeli bağlantı
DELTA WING : English Turkish
n. delta kanat, üçgen geri kanat
DELTAIC : English Turkish
adj. delta oluşturan
DELTIOLOGIST : English Turkish
n. kartpostallar biriktiren kimse
DELTOID : English Turkish
adj. üç köşeli, delta şeklinde
DELTOID MUSCLE : English Turkish
n. delta kası, deltoit kası, omuz kası, kolları kaldıran omuz kası (Anatomi)
DELUBRUM : English Turkish
n. (Antik Roma'da) tapınak, mabet, mihrap
DELUDE : English Turkish
v. aldatmak, kandırmak, ayartmak; avutmak
DELUDED HIMSELF : English Turkish
kendini kandırdı, kendini avuttu, kendini yanlış yönlendirdi, kendini yanılttı
DELUDER : English Turkish
n. aldatıcı, aldatan kimse, kandıran kimse, sahtekâr
DELUDINGLY : English Turkish
adv. aldatarak, kandırarak, ayartarak, yanlış yönlendirerek, yanıltarak, sahtekârca
DELUGE : English Turkish
n. tufan, su baskını, sel; yağmur
DELUGE : English Turkish
v. sel basmak, su basmak; yağmuruna tutmak
DELURK : English Turkish
v. internette çevrimiçi bir haber grubunda aktif olarak yer almak (bir süre pasif olarak katıldıktan sonra)
DELUSION : English Turkish
n. düş, hayal, kuruntu, vesvese; yanılgı
DELUSION OF GRANDEUR : English Turkish
görkemlilik kuruntusu, büyüklük yanılsaması, bir kimsenin aşırı güçlü veya önemli olduğu yanlış inancı
DELUSION OF PERSECUTION : English Turkish
kötülük görme kuruntusu, zulüm görme sanrısı, kendisine kötü davranılacağı yanılsaması
DELUSIONAL : English Turkish
adj. kuruntusal, yanlış inançlara sahip olan, illüzyon gösteren, illüzyona neden olan
DELUSIONARY : English Turkish
adj. kuruntusal, yanlış inançlara sahip olan, illüzyon gösteren, illüzyona neden olan
DELUSIONIST : English Turkish
n. dolandırıcı, kopyacı, kandıran
DELUSIONS OF GRANDEUR : English Turkish
n. megolomanlık, büyüklük kompleksi
DELUSIVE : English Turkish
adj. aldatıcı, asılsız, hayali, gerçek dışı
DELUSIVELY : English Turkish
adv. aldatıcı bir şekilde, yanıltan bir şekilde, yanlış yönlendiren bir şekilde, kandırarak
DELUSIVENESS : English Turkish
n. aldatıcılık, asılsızlık, yanıltma durumu, gerçek dışılık, hayali olma durumu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani