English Turkish
AHEAD : English Turkish
adv. ilerde, önde, önceden
AHEAD : English Turkish
adj. ilerde, önde, başta, ileri
AHEAD OF : English Turkish
adv. daha iyi, ileride
AHEAD OF ONE'S TIME : English Turkish
çağının ilerisinde, avangart, çok ilerici, son derece gelişmiş
AHEAD OF SCHEDULE : English Turkish
programdan önce, planlanandan daha erken, programlamadan daha erken
AHEAD OF THE TIMES : English Turkish
adj. zamanın ilerisinde
AHEAD OF TIME : English Turkish
vaktinden önce, zamanı gelmeden
AHEAP : English Turkish
adv. yığılı, toplanmış, kümelenmiş
AHEM : English Turkish
n. hım
AHENOBARBUS : English Turkish
n. Nero Claudius Caesar (
68 MS, Lucius Domitius Ahenobarbus), MS
68 yılları arasındaki Roma imparatoru
AHIKAM : English Turkish
n. bir erkek adı
AHIMSA : English Turkish
n. Hinduizm’de hiçbir varlığı incitmeme ilkesi, Hinduizm’e ve Budizm’e ait olan eylemsiz direniş, yaşayan tüm varlıklara büyük saygı duymak ve yaşayan herhangi bir şeye zarar vermekten kaçınma felsefesi ve ilkesi
AHISTORICAL : English Turkish
adj. tarih dışı, tarihle ilgili olmayan, tarihi olmayan
AHMAD JEBRIL : English Turkish
Filistin’in Özgürlüğü için Halk Cephesi hiziplerinden birinin lideri
AHMADINEJAD : English Turkish
n. bir soyadı; Mahmoud Ahmadinejad (1956 doğumlu), İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
AHMED : English Turkish
n. bir erkek adı (Arapça)
AHMED TIBI : English Turkish
n. (1958 doğumlu) İsrailli Arap politikacı ve hekim
AHNENTAFEL : English Turkish
n. ahnentafel (Almanca) "atalar listesi", bir kişinin soyunu belli bir sıraya göre listeleyen soya ait numaralama
AHO : English Turkish
n. bir soyadı; Alfred V. Aho, Alfred Vaino Aho (1941 doğumlu), Columbia Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi profesörü, programlama ve bilgisayar bilimi alanında sayısız kitabın yazarı
AHO WEINBERGER KERNIGHAN : English Turkish
metin dosyalarını işlemek için tasarlanmış UNIX işletim sistemini içeren programlama dili (ismini üç mucidin isimlerinin baş harflerinden alır), AWK
AHORSE : English Turkish
adv. at üstünde, at sırtında, at ile; ata biner gibi, atın her iki tarafında birer ayak ile
AHOY : English Turkish
interj. hey, yahu
AHULL : English Turkish
adv. sarılmış yelken ile, terkedilmiş, su düzeyinde; sarılmış, bağlanmış ve dümenin rüzgâra doğru döndürmüş yelkenler ile (özellikle fırtına sırasında)
AHWANEE : English Turkish
n. Ahwaneeli; aslen kuzey California’da yaşayan Amerikalı Yerli kabilesi üyesi
AHWANEE : English Turkish
n. aslen kuzey California’da yaşayan Amerikalı Yerli kabilesi; Ahwanee yerlileri tarafından konuşulan dil
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani