English Turkish
DICKEY BIRD : English Turkish
n. minik kuş
DICKEY BOW : English Turkish
n. papyon
DICKEY HEART : English Turkish
n. zayıf kâlp
DICKEYBIRD : English Turkish
n. küçük kuş, minik kuş, sarsak, çürük (yetişkinlerin çocuklarla konuştukları zaman kullandıkları bir tabirdir)
DICKHEAD : English Turkish
n. çük kafalı [arg.]
DICKIE : English Turkish
n. yaka; gömleğin yerinden çıkarılabilen ön kısmı; küçük arka koltuk; küçük kuş, minik kuş
DICKINSON : English Turkish
n. Dickinson, soyadı; Emily Dickinson (
1886), "Ben hiç kimseyim! Sen kimsin?" yazarı, toplumdan izole yaşam tarzıyla ünlü Amerikalı şair
DICKON : English Turkish
n. Dickon, erkek ismi
DICKY : English Turkish
n. yaka; önlük; papyon; minik kuş, şoför mahalli, eşek [brit.]
DICKY : English Turkish
adj. sarsak, hastalıklı, çürük
DICKY HEART : English Turkish
n. zayıf kâlp
DICKYBIRD : English Turkish
n. küçük kuş, minik kuş, sarsak, çürük
DICOPHANE : English Turkish
n. dikafon, DDT, böcek ilacı olarak kullanılan sentetik bir kimyasal bileşim (tarımdaki kullanımı 1973 yılından beri ABD'de yasaktır)
DICOT : English Turkish
n. çift çenekli, iki çenekli, iki ana yaprak çıkaran bitki (Botanik)
DICOTYLEDON : English Turkish
n. tohumu çifte kabuklu bitki
DICOTYLEDONOUS : English Turkish
adj. iki çenekli
DICOUMARIN : English Turkish
n. dikumarin, pıhtılaşma önleyici ilaç olarak kullanılan kimyasal bir madde
DICROTIC : English Turkish
adj. dikrotik, dikrotizm (her kalp atımında iki atardamar vuruşu) ile ilgili
DICROTISM : English Turkish
n. dikrotizm, nabzın çift atması, her kalp atımında iki atardamar vuruşunun gerçekleştiği anormal durum
DICT. : English Turkish
n. "dictionary (sözlük)", sözlük, kelimeler ve deyimlerle ilgili bilgiler veren kitap (örneğin anlamları yazılımları telaffuzları vs)
DICTA : English Turkish
n. hüküm, resmi açıklama, vecize, özdeyiş
DICTAGRAPH : English Turkish
n. çok hassas bir vericiye sahip telefon (genellikle gizli dinlemelerde kullanılır)
DICTAPHONE : English Turkish
n. diktafon,1907'de Columbia Graphophpne Şti., tarafından ticari marka yapılan yazım kaydetme makinesi
DICTAPHONE : English Turkish
n. diktafon, ses kaydedici
DICTATE : English Turkish
n. dikte, prensip; emir
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani