Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DID A SLOPPY JOB : English Turkish

gevşek bir iş yaptı, kötü bir iş çıkardı, işini zayıf yaptı

DID A SLOW BURN : English Turkish

v. (Gayriresmî) sinirlenmeye bağladı, yavaş yavaş sinirlendi, öfkesi kabarmaya başladı

DID ABSOLUTELY NOTHING : English Turkish

tam anlamıyla hiçbir şey yapmadı, elini bile oynatmadı

DID ANYONE CALL ME : English Turkish

eni arayan oldu mu

DID AS HE LIKED : English Turkish

istediği gibi yaptı, keyfine göre yaptı

DID AS HE SAID HE WOULD : English Turkish

dediği gibi yaptı, dediklerini yerine getirdi, planlarını hayata geçirdi

DID BUSINESS : English Turkish

iş yaptı, ticaret yaptı, ticari işlerle uğraştı

DID CROSSWORDS : English Turkish

ulmaca (kelime oyunu) çözdü

DID EVERYTHING HE COULD : English Turkish

elinden gelen her şeyi yaptı, elinden geleni ardına koymadı, gücünün yettiği kadarını yaptı

DID GYMNASTICS : English Turkish

jimnastik yaptı, egzersiz yaptı, alıştırma yaptı, fiziksel formunu geliştirmek için alıştırma yaptı

DID HIM A FAVOR : English Turkish

ona bir iyilik yaptı, ona bir lütufta bulundu, ona yardım etti

DID HIM AN INJUSTICE : English Turkish

ona haksızlık etti, ona yanlış yaptı, ona kötü davrandı, ona haksızca davrandı

DID HIS BEST : English Turkish

elinden gelenin en iyisini yaptı, yapabileceğinin en iyisini yaptı

DID HIS BIT : English Turkish

kendi parçasını yaptı, üzerine düşeni yerine getirdi, sorumluluğunu yerine getirdi, kendi görevini yaptı

DID HIS DUTY : English Turkish

görevini yaptı, sorumluluklarını yerine getirdi, vazifesini tamamladı

DID HIS FINGERNAILS : English Turkish

el tırnaklarını yaptı, manikür yaptı

DID HIS HOMEWORK : English Turkish

ev ödevini yaptı, evde yapılacak bir proje olan okul ödevini tamamladı

DID HIS TOENAILS : English Turkish

ayak tırnaklarını yaptı, ayak tırnaklarını kesti veya törpüledi, kendine pedikür yaptı

DID HIS UTMOST : English Turkish

elinden gelenin en iyisini yaptı, tüm çabasını sergiledi

DID IT : English Turkish

aşardı, üstesinden geldi

DID JUSTICE : English Turkish

hakkaniyetle davrandı, adaletli ve tarafsız davrandı, doğru bir şekilde yargıladı

DID NOT APPROVE OF : English Turkish

-masını onaylamadı,
nın yapılması konusunda olumlu görüş bildirmedi

DID NOT ASK PERMISSION : English Turkish

izin istemedi, izin almadı, yetki almadı

DID NOT ATTACH ANY IMPORTANCE : English Turkish

önemsemedi, önemli olarak görmedi

DID NOT BAT AN EYELID : English Turkish

hiçbir şaşırma belirtisi göstermedi, en ufak bir şekilde şoke olmadı, ikinci bir kez düşünmedi bile