English Turkish
DID NOT SAY A WORD : English Turkish
tek kelime etmedi, tamamen sessizdi, ağzını açmadı, ağzını kapalı tuttu
DID NOT SET FOOT : English Turkish
ayak basmadı, girmedi
DID NOT SLEEP A WINK : English Turkish
gözüne tek damla uygu girmedi, gözünü bir kez oldun kapatıp uyumadı, hiç uyumadı, asla uyumadı
DID NOT STAND ASIDE : English Turkish
kenarda durmadı, dışında durmadı, katıldı, karıştı, bir parçası oldu
DID NOT SUCCEED : English Turkish
aşarmadı, başarısız oldu, umulanı gerçekleştirmedi
DID NOT TAKE HIS WORD FOR IT : English Turkish
ona inanmadı, onun kendisine söylediklerine inanmadı, onun söylediklerinden şüphe etti
DID NOT THINK TWICE : English Turkish
iki defa düşünmedi, ikinci defa düşünmedi, tekrar düşünmek için durmadı, harekete geçmeden önce yansıtmadı
DID NOT UTTER A WORD : English Turkish
tek kelime etmedi, ağzını açmadı, ağzını kapalı tuttu, hiç konuşmadı
DID NOT WORK OUT : English Turkish
çözmedi, çözüme ulaştırmadı, sonuca ulaştırmadı, üzerinde çalışmadı
DID NOTHING : English Turkish
hiçbir şey yapmadı, parmağını bile oynatmadı, hiçbir katkı sunmadı, hiçbir destek vermedi
DID SOMETHING : English Turkish
ir şeyler yaptı, birtakım şeyler yaptı, bazı şeyleri başardı
DID SOMETHING FOR HIM : English Turkish
onun için bir şeyler yaptı, ona yardım etmek için birtakım şeyler yaptı, ona iyilik yaptı; ona bir şeyler yaptı
DID THE DISHES : English Turkish
ulaşıkları yıkadı, bulaşıkları temizledi
DID THE RIGHT THING : English Turkish
doğru olanı yaptı, doğrusunu yaptı, doğru davrandı, yerinde davrandı
DID THE SHOPPING : English Turkish
alışverişi yaptı, bakkaliye eşyasını aldı
DID TIME : English Turkish
kodeste yattı, içerde yattı, hapiste yattı, hapis yattı, hapishanede ceza çekti
DID WELL : English Turkish
iyi yaptı, iyi iş çıkardı, başardı, başarılı oldu
DID WHAT HE HAD TO DO : English Turkish
yapması gerekeni yaptı, kendisinden bekleneni yaptı, gerekli olanı yaptı, ihtiyaç olanı yaptı
DID WHATEVER HE COULD : English Turkish
yapabildiğini yaptı, elinden geleni yaptı, mümkün olan her şeyi yaptı
DID WHATEVER HE WANTED : English Turkish
istediği her şeyi yaptı, sadece kendisini dinledi, kimseye bağlı kalmadı, istediği gibi davrandı
DID WRONG : English Turkish
yanlış davrandı, uygunsuz davrandı, yaraşır davranmadı; haksızlık etti, adaletsiz davrandı
DID YOGA : English Turkish
yoga yaptı, yoga alıştırması gerçekleştirdi, bir huzur ve ruhani ruh durumuna çıkmak amacıyla bilinci eğiten Hindu disiplininin bir parçası olan alıştırmalar sistemini takip etti
DID YOU CALL THE POLICE : English Turkish
polisi aradınız mı
DID YOU CHOOSE ANYTHING : English Turkish
ir şey seçtiniz mi
DID YOU DECIDE : English Turkish
karar verdiniz mi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani