English Turkish
DISTRACTEDNESS : English Turkish
n. dikkati dağıtılmış olma durumu, dikkati çevrilmiş olma durumu; kafası karışık olma durumu, aklı başından alınmışlık
DISTRACTER : English Turkish
n. dikkat dağıtan, dikkati çeviren; eğlendiren, oyalayan; çekişme veya kavgaya neden olan
DISTRACTIBILITY : English Turkish
n. dikkat dağılabilirlik, dikkati çevrilebilirlik; kafası karıştırılabilirlik, şaşırtılabilirlik, aklı başından alınabilirlik
DISTRACTING : English Turkish
adj. dikkat dağıtan, dikkati çeviren; eğlendiren, oyalayan; çekişme veya kavgaya neden olan
DISTRACTINGLY : English Turkish
adv. dikkat dağıtarak, dikkati çevirerek; eğlendirerek, oyalayarak; çekişme veya kavgaya neden olarak
DISTRACTION : English Turkish
n. dikkati başka tarafa çekme, dikkatin dağılması, zihni dağıtan şey; avuntu; kurcalama; çılgınlık, delilik; oyalama, oyalanma, eğlence
DISTRACTIVE : English Turkish
adj. dikkat dağıtan, dikkati çeviren; eğlendiren, oyalayan; çekişme veya kavgaya neden olan
DISTRAIN : English Turkish
v. el koymak, haczetmek
DISTRAIN ON : English Turkish
v. el koymak, haczetmek, rehin tutmak
DISTRAIN UP : English Turkish
v. el koymak, haczetmek
DISTRAINABLE : English Turkish
adj. el konulabilir, haczedilebilir, borçları karşılığında ödeme olarak alınabilir (mülk ile ilgili olarak)
DISTRAINEE : English Turkish
n. eşyalarına haciz konan kişi
DISTRAINER : English Turkish
n. haciz koyan kimse, teminât alan kimse
DISTRAINMENT : English Turkish
n. el koyma, haczetme, borçları karşılığında ödeme olarak alma (mülk ile ilgili olarak)
DISTRAINOR : English Turkish
n. haciz koyan kimse, teminât alan kimse
DISTRAINT : English Turkish
n. haciz, el koyma, rehin olarak tutma
DISTRAIT : English Turkish
adj. dalgın
DISTRAUGHT : English Turkish
adj. çıldırmış, deli, kendinden geçmiş, perişan
DISTRAUGHTLY : English Turkish
adv. çılgına dönmüş bir şekilde, perişan bir şekilde
DISTRESS : English Turkish
n. üzüntü, dert, acı, ızdırap, felâket, sıkıntı; tehlike (gemi); haciz
DISTRESS : English Turkish
v. üzmek, acı vermek; sıkmak, endişelendirmek; haczetmek, el koymak
DISTRESS CALL : English Turkish
imdat çağrısı, s.o.s
DISTRESS ONESELF : English Turkish
canını sıkmak
DISTRESS ROCKET : English Turkish
n. imdat fişeği
DISTRESS SIGNAL : English Turkish
tehlike sinyali, imdat işareti
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani