Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DISTEMPER VACCINE : English Turkish

distemper aşısı, distemper hastalığına (bulaşıcı bir köpek hastalığına) karşı bağışıklık amacıyla köpeklere yapılan özel bir aşı

DISTEMPERED : English Turkish

adj. rahatsız; hoşnutsuz, memnuniyetsiz; vücutta enfekte olmuş veya akılda karışık, hastalıklı ("distempered body {hastalıklı vücut}", "distempered limb {bozulmuş uzuv}", "a distempered head or brain {hastalıklı kafa veya beyin}" gibi)

DISTEND : English Turkish

v. şişirmek, germek, gerilmek, şişmek

DISTENDED : English Turkish

adj. şişmiş, şişirilmiş; genişlemiş, genişletilmiş

DISTENSIBILITY : English Turkish

n. genişletilebilirlik, gerilebilir olma yetisi, esnetilebilirlik, esnetilebilir olma durumu

DISTENSIBLE : English Turkish

adj. şişirilebilir, gerilebilir

DISTENSION : English Turkish

n. şişme, gerilme

DISTENT : English Turkish

adj. şişmiş, şişik, şişirilmiş, genişletilmiş, büyütülmüş, esnetilmiş (Eski Kullanım)

DISTENTION : English Turkish

n. şişme, şişirilme, genişleme, genişletilme, büyüme, büyütülme, esneme, esnetilme

DISTICH : English Turkish

n. beyit, iki mısra

DISTICHOUS : English Turkish

adj. iki sıralı, iki sıra halinde düzenlenmiş

DISTIL : English Turkish

v. ayrıştırmak, damıtmak; damlatmak, damla damla akıtmak; saflaştırmak; özünü çıkarmak; süzülmek; imbikten geçmek; biçimlenmek

DISTILL : English Turkish

v. ayrıştırmak, damıtmak, saflaştırmak, özünü çıkarmak, damla damla akıtmak, süzülmek, imbikten geçmek, biçimlenmek

DISTILLABLE : English Turkish

adj. damıtılabilir, damıtmaya tabi tutulabilir, yoğunlaşma ve buharlaşma yoluyla arıtılabilir

DISTILLATE : English Turkish

n. öz; damıtılmış sıvı

DISTILLATION : English Turkish

n. damıtma, imbikten çekme, saflaştırma; öz, ana fikir

DISTILLATORY : English Turkish

adj. damıtan, damıtmaya tabi tutan, yoğunlaşma ve buharlaşma yoluyla arıtan, temizleyen

DISTILLED : English Turkish

adj. saf, damıtık

DISTILLED WATER : English Turkish

damıtılmış su, arıtılmış su, saf su, saflaştırılmış su, mineral kalıntılardan ve kimyasal öğelerden arıtılmış su

DISTILLER : English Turkish

n. damıtıcı, damıtarak içki üreten kimse, imbik

DISTILLERY : English Turkish

n. damıtıcı aygıt, içki imalathanesi, imbik

DISTILLING : English Turkish

n. damlatma

DISTINCT : English Turkish

adj. ayrı, farklı, başka; belirgin, açık, aşikâr

DISTINCTION : English Turkish

n. ayrım, ayırma, fark gözetme, fark, ayırt etme; açıklık; yükselme, rütbe, üstünlük; ün, şöhret

DISTINCTIVE : English Turkish

adj. ayırıcı, belirgin; özel, karakteristik, kendine özgü, özgün