Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
EIGHTEENTH : English Turkish

n. onsekizinci şey; onsekizde bir

EIGHTEENTH : English Turkish

adj. onsekizinci

EIGHTFOLD : English Turkish

adj. sekiz misli

EIGHTFOLD : English Turkish

adv. sekiz misli

EIGHTH : English Turkish

n. sekizinci şey; sekizlik; sekizde birlik kısım

EIGHTH : English Turkish

adj. sekizinci

EIGHTH AMENDMENT : English Turkish

Sekizinci Düzeltme, ABD Anayasası'nda yasa değişikliği (çok fazla kefaleti yasaklar ve vatandaşları acımasız ve sıradışı cezalardan korur)

EIGHTH CHAPTER : English Turkish

sekizinci bölüm, bölüm sekiz

EIGHTH DAY OF TABERNACLES : English Turkish

Tabernacles (Çardaklar) Bayramı'nın sekizinci günü, bir Musevi bayramı olan Tabernacles (Çardaklar) Bayramı'nın son günü

EIGHTH MONTH OF PREGNANCY : English Turkish

hamileliğin sekizinci ayı, dokuz aylık normal hamilelik süresinin sekizinci ayı, hamileliğin üçüncü ve son üç ayı

EIGHTH NOTE : English Turkish

sekizlik nota, bir tam notanın sekizde birine denk gelen nota (Müzik)

EIGHTH PART : English Turkish

sekizinci bölüm, 8'inci parça, sekizinci kısım, bir seri veya grubun sekizinci parçası

EIGHTH VERSE : English Turkish

sekizinci dize, sekizinci sırada yer alan dize

EIGHTHLY : English Turkish

adv. sekizinci olarak

EIGHTIES : English Turkish

n. seksenler, seksenli yıllar, seksenli yaşlar, seksen kişilik takım

EIGHTIETH : English Turkish

n. sekseninci şey; seksende birlik kısım; seksenlik

EIGHTIETH : English Turkish

adj. sekseninci

EIGHTPENCE : English Turkish

n. sekiz penny, sekiz penny değerindeki madeni para

EIGHTSOME : English Turkish

n. sekizli, sekiz insandan oluşan grup; 8 dansçıdan oluşan bir İskoç dansı

EIGHTY : English Turkish

n. seksen

EIGHTY-EIGHT : English Turkish

seksen sekiz, 88

EIGHTY-EIGHTH : English Turkish

seksen sekizinci,
, seksen yedinciden sonra gelen; seksen sekiz eşit parçadan her biri

EIGHTY-SIX : English Turkish

v. seksen altı, (Argo) müşteriye hizmet etmemek (restoran bar dükkân vs'de); birini başından defetmek; dışarı atmak; çıkarmak; atmak, gözden çıkarmak

EIJKMAN : English Turkish

n. Eijkman, soyadı; Christian Eijkman (
1930), Hollandalı hekim, 1929'da Psikoloji ya da Tıp dallarında Nobel ödülü sahibi

EILAT : English Turkish

n. Eilat, Akabe Körfezi'nin kuzey ucunda bulunan İsrail liman şehri