Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
EMERGE : English Turkish

v. ortaya çıkmak, çıkmak, doğmak; gün ışığına çıkmak; su yüzüne çıkmak; yücelmek

EMERGE UNINJURED : English Turkish

yarasız çıktı, yaralanmamış olarak çıktı, yara almadan çıktı

EMERGENCE : English Turkish

n. çıkma

EMERGENCY : English Turkish

n. acil durum, acil vaka, tehlike

EMERGENCY BRAKE : English Turkish

acil freni

EMERGENCY CABINET MEETING : English Turkish

acil kabine toplantısı, acil bir durumu görüşmek üzere yapılan hükümet toplantısı

EMERGENCY CABLE : English Turkish

acil durum kablosu, acil bir durumda kullanılan kablo

EMERGENCY CALL : English Turkish

acil arama, acil bir durumda yardım istemek için yapılan telefon araması

EMERGENCY CREW : English Turkish

acil ekip, acil durum ekibi, acil durumlarda müdahale etmek üzere eğitilmiş grup, kurtarma ekibi

EMERGENCY DRILL : English Turkish

acil durum tatbikatı, acil durumlara hazırlığı test etmek için uygulanan temsilî acil durum

EMERGENCY ECONOMY : English Turkish

acil ekonomi, savaş zamanlarında işleyen sistem, bir ekonomiye savaş sırasında temel gereksinimleri sağlayan sistem

EMERGENCY EXIT : English Turkish

acil çıkış, tehlike çıkışı

EMERGENCY LANDING : English Turkish

acil iniş, iyi durumda göründüğü halde bir hava aracının önlem amacıyla gerçekleştirdiği ani iniş

EMERGENCY LIGHTS : English Turkish

acil durum ışıkları, acil bir durumda veya güç kesintisi halinde yanan ve batarya ile çalışan ışıklar seti

EMERGENCY LOANS AND ADVANCES : English Turkish

acil krediler ve avanslar, kredi çekme şartlarını taşımayan banka kredileri

EMERGENCY MEDICAL SERVICE : English Turkish

acil tıp servisi, acil tıp hizmeti, temel yaşam desteği ve ileri düzey kardiyak yaşam desteği içeren acil tıbbi tedavi, EMS

EMERGENCY MEDICAL TECHNICIAN : English Turkish

acil müdahale teknisyeni, acil tıp teknisyeni, yaralanan kimselerin ambulans veya uçak ile bir sağlık kuruluşuna naklinden önce bu kişilerin durumlarının değerlendirilmesi ve acil bakım uygulanması konusunda eğitimli ve lisanlı görevli, emt

EMERGENCY MOBILIZATION : English Turkish

acil seferberlik, acil harekete geçme, askerî birliklerin acilen silahlandırılması

EMERGENCY ORDER : English Turkish

acil düzen, olağanüstü hal, standart yasaların ve düzenlemelerin belli bir süreliğine askıya alındığı geçici durum

EMERGENCY PROCEDURE : English Turkish

acil durum süreci, acil plan, acil bir durumda gerçekleştirilmesi gereken eylem planı

EMERGENCY RATION : English Turkish

acil durum kumanyası, acil bir durum için kenarda bekletilen yiyecek ve içecek

EMERGENCY REGULATIONS : English Turkish

acil durum düzenlemeleri, acil bir durumda takip edilmesi gereken kurallar

EMERGENCY ROOM : English Turkish

acil servis

EMERGENCY SIGNAL : English Turkish

acil durum sinyali, acil bir durumda kullanılan sinyal (ışık bayrak vs)

EMERGENCY STIPULATIONS : English Turkish

acil durum şartları, acil durum koşulları, bir hükümet tarafından bir kriz durumunda uygulanabilecek özel yetkiler (parlamento veya yargının kontrolünde olmadan)