English Turkish
ALGOMETRY : English Turkish
n. algometri, basıncın neden olduğu ağrıya karşı duyarlık ölçümü
ALGONKIAN : English Turkish
n. Kuzey Amerika Yerlileri tarafından konuşulan dil ailesi
ALGONQUIAN : English Turkish
n. Kuzey Amerika Yerlileri tarafından konuşulan dil ailesi (Algonkian olarak da yazılır)
ALGONQUIAN : English Turkish
n. Algonquian kabilesi (Kuzey Amerika Yerli kabilesi) üyesi
ALGONQUIAN : English Turkish
adj. Kuzey Amerika Yerli kabilesinin veya Kuzey Amerika Yerli kabilesiyle ilgili, Kuzey Amerika Yerli kabilesine dair
ALGONQUIN : English Turkish
n. Algonquin Yerli kabilesi üyesi
ALGONQUIN : English Turkish
n. Kuzey Amerika’da konuşulan Algonquin dil ailelerinden biri
ALGOPHOBIA : English Turkish
n. ağrıdan korkma, normal dışı ağrı korkusu
ALGOR : English Turkish
n. algor, özellikle ateşlenmenin başlangıcında hissedilen soğukluk hissi
ALGORISM : English Turkish
n. arap rakamları sistemi
ALGORITHM : English Turkish
n. arap rakamları sistemi
ALGORITHMIC : English Turkish
adj. algoritmik, algoritmadan kaynaklanan veya ilgili olan (matematiksel problem çözme kurallar dizisi)
ALGORITHMICS : English Turkish
n. algoritma bilimi, algoritma gelişimi ve analizi bilimi ve bilim dalı
ALHAMBRA : English Turkish
n. Elhamra; Granada’da (İspanya) Orta Çağ’da Müslümanlar tarafından inşa edilen kale ve saray; California eyaletinde (ABD) bir şehir; Illinois eyaletinde (ABD) bir kasaba; Alberta’nın (Kanada) bir kasabası; bir soyadı; İspanya’da çok pahalı el yapımı bir klasik gitar markası
ALI : English Turkish
n. Arap halife; Muhammed peygamberin kuzeni ve damadı
ALI BABA : English Turkish
"The Arabian Nights’dan (Binbir Gece Masalları)" bir hikâyeye göre, haramilerin mağarasına "Açıl Susam Açıl" diyerek giren fakir bir oduncu
ALI MUHAMMAD OF SHIRAZ : English Turkish
Şirazlı Ali Muhammad; Bab ed-Din (
50), Persli dini lider, Babizm’in kurucusu
ALIAS : English Turkish
n. takma ad, başka ad
ALIAS : English Turkish
adv. diğer adıyle, başka bir deyişle
ALIASING : English Turkish
n. örtüşme, (Bilgisayar) alt uç grafik tekniği yetenekleri nedeniyle eğik çizgilerin sivri uçlu gibi göründükleri işlem; ses verisi örneklerken yanlış frekans yaratma (düşük örnekleme oranının neden olduğu)
ALIBI : English Turkish
n. suç anında başka yerde olduğu iddiası, suç mahallinden başka yerde, mazeret, gerekçe
ALICANTE : English Turkish
n. güney İspanya’da Akdeniz kıyısında yer alan şehir
ALICE : English Turkish
n. bir kadın adı
ALICE IN WONDERLAND : English Turkish
n. Alice Harikalar Diyarında; Alice’nin rüyasında tuhaf bir dünyaya yolculuğunu anlatan hikâye (Lewis Carroll tarafından yazılmıştır)
ALICE SPRINGS : English Turkish
n. Alice Kaplıcaları; Avustralya'da Northern Territory’de yer alan büyük şehir ve turistik merkez
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani