Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

ALIENS POLICE : English Turkish

n. yabancılar polisi

ALIFORM : English Turkish

adj. kanat şeklinde

ALIGEROUS : English Turkish

adj. kanatlı, kanatları olan, hızlı, kanatlar ile

ALIGHIERI : English Turkish

n. bir soyadı; Dante Alighieri (
1321), İtalyan şair, "Divine Comedy (İlahi Komedya)"nin yazarı

ALIGHT : English Turkish

v. inmek, konmak, yere inmek; rastlamak, tesadüfen bulmak

ALIGHT : English Turkish

adj. yanan, aydınlanmış, ışıkları yanmış, ışıl ışıl; tutuşmuş

ALIGHT ON : English Turkish

v. rastlamak, tesadüfen bulmak

ALIGHT ON ONE'S FEET : English Turkish

v. ayağa kalkmak

ALIGHT UPON : English Turkish

astlamak, üzerine konmak; çarpmak; karşılaşmak

ALIGHTING : English Turkish

n. konma, iniş (kuş veya uçak gibi); indirmek, inmek (attan); karaya çıkma (kayıktan); yerleşme, konarak

ALIGHTING GEAR : English Turkish

iniş takımı, uçağı indirmek için kullanılan mekanizma

ALIGN : English Turkish

v. dizmek, sıralamak, sıraya koymak, hizaya sokmak, dizilmek, sıralanmak

ALIGN ONESELF WITH : English Turkish

uyuşmak, birlik olmak

ALIGNED : English Turkish

adj. hizalı, düzenlenmiş, organize edilmiş, kusursuz olarak ayarlanmış

ALIGNER : English Turkish

n. ayar aleti, adil ve dürüst bir şekilde hareket etmek için tekneleri sıralayan görevli

ALIGNING : English Turkish

n. dizme

ALIGNING WITH : English Turkish

uyumlu hale getirmek, bir şeye doğru yapmak,
ile sıraya sokmak

ALIGNMENT : English Turkish

n. sıra, hiza, hizalanma, sıralama, uyuşma; işbirliği yapma, gruplaşma

ALIKE : English Turkish

adj. benzer, aynı, benzeyen, farksız

ALIKE : English Turkish

adv. benzer şekilde, fark gözetmeden

ALIKENESS : English Turkish

n. benzerlik, benzeyiş

ALIMENT : English Turkish

n. yiyecek, gıda, besin

ALIMENTAL : English Turkish

adj. beslenme göçü, besin sağlamaya ait veya ilgili; yiyecek sağlamak; besin değeri yüksek niteliğe sahip olma

ALIMENTARY : English Turkish

adj. besleyici, beslenme

ALIMENTARY CANAL : English Turkish

n. sindirim borusu