English Turkish
ALKAMINE : English Turkish
n. amin grubu içeren alkol
ALKANE : English Turkish
n. alkan, alkan dizisi kimyasal bileşiği
ALKANET : English Turkish
n. sığırdili, hodan familyasından bir bitki (güney Avrupa’ya özgü); bu bitkiden elde edilen kırmızı boya
ALKANNIN : English Turkish
n. alkanin, renklendirici olarak kullanılan kimyasal madde
ALKAPTON : English Turkish
n. alkaptone, homogenistik asit olarak da bilinen kimyasal bileşik
ALKAPTONURIA : English Turkish
n. alkaptonüri, idrarda alkapton bulunması ile tanımlanan hastalık
ALKENE : English Turkish
n. alken, hidrokarbon (Kimya)
ALKIE : English Turkish
n. ayyaş, (Argo) sarhoş, alkolik, alkol bağımlısı olan kimse, içkici
ALKOXIDE : English Turkish
n. alkoksit, alkolden oluşan bazik tuz
ALKY : English Turkish
n. sarhoş, (Argo) ayyaş, alkolik, alkol bağımlısı olan kimse, içkici
ALKYD : English Turkish
n. alkit, tutkallarda ve boyalarda kullanılan kimyasal bileşik
ALKYD RESIN : English Turkish
alkit reçinesi, koruyucu kaplamalarda ve boyalarda kullanılan yapışkan sentetik reçineler
ALKYL : English Turkish
adj. alkil, alkil köküyle ilgili olan (Kimya)
ALKYL GROUP : English Turkish
alkil grubu, alifatik hidrokarbonlardan elde edilen tek değerli gruplar dizisinden herhangi biri, alkil kökü (Kimya)
ALKYL RADICAL : English Turkish
alkil kökü, alifatik hidrokarbonlardan elde edilen tek değerli gruplar dizisinden herhangi biri, alkil kökü (Kimya)
ALKYLATION : English Turkish
n. alkilasyon, (Kimya) bir organik bileşikteki hidrojen atomunu alkil köküyle değiştirme işlemi; olefine parafin ekleme (benzin üretiminde yapılan)
ALL : English Turkish
n. herkes, her şey, hepsi
ALL : English Turkish
adj. bütün, tüm, hep, her, saf, katışıksız, özbeöz
ALL : English Turkish
adv. alayı, hepsi, tamamen, bütünüyle, hep, büsbütün
ALL ABOARD : English Turkish
herkes güvertede, gemi veya başka yolcu aracına (tren, uçak) herkesin binmiş olması durumu
ALL ABOARD! : English Turkish
haydi binin! herkes binsin! , tüm yolcular binsin! (gemiye, trene veya uçağa)
ALL ABROAD : English Turkish
adj. şaşkın, aklı karışmış
ALL AFIRE : English Turkish
adj. yanıp tutuşmuş
ALL AGOG : English Turkish
n. can atan, sabırsızlıktan yerinde duramayan
ALL AGREE : English Turkish
söz birliği yapmak, herkes razı, herkes hemfikir
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani