Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ENCYCLOPEDIA BRITANNICA : English Turkish

Britannica Ansiklopedisi, ansiklopediler seti

ENCYCLOPEDIAC : English Turkish

adj. ansiklopedik, ansiklopediye ait, ansiklopedi ile ilgili; yoğun, kapsamlı, geniş çapta bilgi içeren

ENCYCLOPEDIACAL : English Turkish

adj. ansiklopediksel, ansiklopediye ait yada ansiklopedi ile alakalı; geniş kapsamlı, geniş bir alanda bilgi içeren, çok çeşitli bilgi ihtiva eden

ENCYCLOPEDIAL : English Turkish

adj. ansiklopedi ile alakalı, ansiklopediksel

ENCYCLOPEDIC : English Turkish

adj. ansiklopedik

ENCYCLOPEDICAL : English Turkish

adj. ansiklopedik

ENCYCLOPEDICALLY : English Turkish

adv. ansiklopedik bir tarzda, geniş kapsamlı olarak

ENCYCLOPEDIST : English Turkish

n. ansiklopedist, ansiklopedi derleyen kimse

ENCYCLOPEDISTS : English Turkish

n. Fransız Ansiklopedisi (Diderot tarafından baskıya sokulan) oluşturulurken işbirliği yapan Fransız entellektüeller

ENCYST : English Turkish

v. kese içine almak

ENCYSTATION : English Turkish

n. bir kapsül içerisinde örtünmüş olma, bir kapsülle örtülmüş olma (Biyoloji)

ENCYSTMENT : English Turkish

n. kese içine alma

END : English Turkish

n. son, uç, taraf; akıbet, kafa, ölüm, erek; kalıntı, izmarit; sonuç

END : English Turkish

v. bitirmek, sonuca ulaşmak, son vermek, bitmek, sona ermek; yok etmek,; sonuçlanmak; ölmek

END CONDITION : English Turkish

yanlış/kuralsız veri girişi şekli olması halinde algoritmayı veya programı sınırlayan kurallar (Bilgisayar)

END GAME : English Turkish

n. oyun sonu, son hamle

END IN A DRAW : English Turkish

erabere bitmek, beraberlikle sonuçlanmak

END IN A TIE : English Turkish

erabere, berabere sona erme, hiçbir tarafın kazanamaması; oyunun eşit bir skorla sonlanması, oyunda eşit bir skorla sonlanma

END IN DISASTER : English Turkish

v. felaketle sonuçlanmak

END IN FAILURE : English Turkish

aşarısız, başarısızlıkla sonuçlanma

END IN SMOKE : English Turkish

sonuçsuz kalma, hiçbir sonuç elde edilemeden bitme

END JUSTIFIES THE MEANS : English Turkish

normalde yanlış ama bazen doğru neticeler elde etmek için yapılması gerekli işler, ahlaki bir bakış açısından yanlış ama zaman zaman ahlaken doğru neticeler veya etkiler elde etmek için gerekli faaliyetler veya metodlar

END NUCLEAR TESTING : English Turkish

nükleer denemelere son, nükleer patlayıcıları test etmeyi durdurma

END OF A CENTURY : English Turkish

n. bir yüzyılın sonu, yüz yıllık bir zaman diliminin sonu

END OF A WORD : English Turkish

n. bir kelimenin sonu, bir ifadenin son bölümü