English Turkish
ENSCONCE ONESELF : English Turkish
yerleşmek, kurulmak, büzülmek, gizlenmek
ENSEMBLE : English Turkish
n. birlik, topluluk, grup; döpiyes, uyumlu giysi
ENSEPULCHER : English Turkish
v. mezara koymak, gömmek, defnetmek, toprağa vermek, kabire yerleştirmek, bir kabir/türbeye koymak
ENSHEATHE : English Turkish
v. bir kılıfın içinde gibi kapatmak/çevresini sarmak (ayrıca insheathe)
ENSHRINE : English Turkish
v. kutsal bir yere koymak, saklamak; kutsal kabul etmek
ENSHRINED : English Turkish
adj. kutsallaştırılmış, kutsanmış; bir tapınağın içine veya bir tapınağın içinde imiş gibi yerleştirilmiş
ENSHRINED TENET : English Turkish
kutsal ilke, kutsal prensip
ENSHRINEMENT : English Turkish
n. kutsallaştırma; bir tapınağa koyma işlemi
ENSHROUD : English Turkish
v. kefene sarmak; gizlemek, örtmek
ENSIFORM : English Turkish
adj. kılıç şeklinde, kılıca benzer biçimi olan
ENSIGN : English Turkish
n. simge, işaret; sancak, bayrak; nişan, rütbe işareti; bayraktar [brit.]; deniz asteğmeni [amer.]
ENSIGN SHIP : English Turkish
ir deniz asteğmeninin rütbesi veya durumu (Amer.), bir sancağın/bayraktarın rütbe veya durumu (İng.)
ENSILAGE : English Turkish
n. siloya koyma, ambara koyma, siloya konan yem
ENSILAGE : English Turkish
v. siloya koymak, yemleri ambara koymak
ENSILE : English Turkish
v. siloya koymak, yemleri ambara koymak
ENSKY : English Turkish
v. yüceltmek, övmek, övgülerle/dualarla cennete yükseltmek
ENSLAVE : English Turkish
v. esir etmek, köle yapmak
ENSLAVED : English Turkish
adj. esir düşmüş, esarete düşmüş, köleleştirilmiş
ENSLAVED HIMSELF : English Turkish
kendini
'a köle yapmış, kendini
'a maruz bırakmış, kendini
'a boyun eğdirmiş, kendini mecbur etmiş, kendini bağlamış
ENSLAVEMENT : English Turkish
n. köleleştirme, kölelik, esaret; körü körüne bağlılık
ENSLAVER : English Turkish
n. esir eden kimse, köle alan kişi
ENSNARE : English Turkish
v. kapana kıstırmak, kapanla yakalamak, tuzağa düşürmek
ENSNAREMENT : English Turkish
n. tuzağa yakalanma, çekicilik, tuzağa düşme, yakalanma
ENSOUL : English Turkish
v. ruhla donatmak, ruhla döşemek; ruh içinde değer vermek, ruhuna yerleştirmek
ENSPHERE : English Turkish
v. küre şekli vermek, küreselleştirmek; küre şeklinde yapmak; bir küreye yerleştirmek; çevrelemek, kuşatmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani