Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
EXTERMINATOR : English Turkish

n. yok edici, imha eden kimse

EXTERMINATORY : English Turkish

adj. yok etme veya imhaya ilişkin

EXTERN : English Turkish

n. gündüzlü öğrenci, yatılı olmayan öğrenci; stajyer doktor

EXTERNAL : English Turkish

adj. dış, harici; dışarıdan gelen, yabancı ülkelerle olan

EXTERNAL AFFAIRS : English Turkish

n. dış ilişkiler

EXTERNAL ANGLE : English Turkish

n. dış açı

EXTERNAL COMBUSTION : English Turkish

dıştan yanmalı, harici yanma, dış yanma, bir motorun silindiri dışında yakıtın alev alması

EXTERNAL EAR : English Turkish

dış kulak

EXTERNAL ELECTRICAL POWER SOURCE : English Turkish

harici elektrik güç kaynağı, ona ait olmayan parçalara elektrik enerjisi sağlayan makina

EXTERNAL EMPLOYEES : English Turkish

yabancı çalışanlar

EXTERNAL EXAMINEE : English Turkish

dışardan bitirme sınavı veren kimse, dışardan sınava giren kimse (yerel okul sistemi içerisinde yer almayan öğrencilere yapılan final sınavları)

EXTERNAL EXAMS : English Turkish

dışardan bitirme sınavları, yerel okul sistemi içerisinde yer almayan öğrencilere yapılan final sınavları

EXTERNAL FACTOR : English Turkish

harici faktör, yabancı faktör, dış sebep

EXTERNAL INJECTION : English Turkish

dışardan enjeksiyon, harici enjeksiyon, para arzını artıran yatırım veya para girişi

EXTERNAL LOAN : English Turkish

n. dış borç

EXTERNAL MODEM : English Turkish

n. harici modem, bilgisayarın dışında kendi kutusu içerisinde bulunan modem

EXTERNAL REFERENCE : English Turkish

harici kaynak, dış kaynak/referans, bir başka elektrik devresinin içindeki hücre veya sahaya ait elektrik devresi kaynağı

EXTERNAL RELATIONS : English Turkish

n. dış ilikiler, harici ilişkiler, iç çeper dışındaki taraflarla olan yakın ilişkiler veya bağlantılar

EXTERNAL STUDIES : English Turkish

normal eğitim sürecinin dışında gerçekleştirilen öğrenme programı (ör. gece sınıfları)

EXTERNAL TO HIM : English Turkish

onun haricinde, onun dışında, ondan bağımsız, onunla ilişkisi olmayan

EXTERNAL TRADE : English Turkish

n. dış ticaret

EXTERNAL WALL : English Turkish

dış duvar

EXTERNAL WORLD : English Turkish

dış dünya

EXTERNALISATION : English Turkish

n. içerden dışarı çıkarma eylemi, yabancılaştırma eylemi, dışlama fiili, dışarı çıkarma hareketi

EXTERNALISE : English Turkish

v. harici yapmak, dışardan yapmak, dışlamak, yabancılaştırmak; objektif olarak hesaba katmak; sosyal ilişkilerde kişiliği dışa doğru yönlendirmek; (Ekonomi) fiyatlandırma yapısının bir parçası olarak maliyetleri birleştirmemeyi seçmek (ayrıca externalize)