Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
FEELS LIKE : English Turkish

isteyen,
yapmayı arzulayan

FEELS LOUSY : English Turkish

gerçekten berbat hisseden, kendini iğrenç hisseden, korkunç hisseden, çok kötü fiziksel ve duygusal bir durumda olduğunu hisseden, perişan hisseden

FEELS UNCOMFORTABLE : English Turkish

ahatsız hisseden, rahatsızlık hisseden, evindeymiş gibi hissetmeyen, huzursuz hisseden

FEELS UNEASY : English Turkish

kendini huzursuz hisseden, huzursuzluk hisseden, kaygı duyan, rahatsız hisseden, rahatsızlık hisseden, tedirgin ve endişeli olan, sıkıntılı hisseden

FEELTHY : English Turkish

adj. açık saçık

FEES : English Turkish

n. harç

FEET : English Turkish

n. foot ölçüsü

FEET OF CLAY : English Turkish

n. hamurundaki bozukluk, değer verilen birinin hamurundaki bozukluk

FEETLESS : English Turkish

adj. ayaksız, ayakları olmayan

FEEVEE : English Turkish

paralı kablolu televizyon kanalı, bir ücret karşılığında kullanıcıların seçilmiş programları izlemelerine olanak sunan hizmet (Argo)

FEEZE : English Turkish

n. alarm veya uyarılma durumu, heyecan ve telaş durumu; acele, telaş, koşuşturma, kargaşa

FEEZE : English Turkish

v. vurmak, çırpmak; dövmek, dayak atmak; aşağılamak; hırpalamak

FEGMENT : English Turkish

n. hayal ürünü, kavram; hayali öykü

FEH : English Turkish

interj. (İbranice) iğrenme ve hoşnutsuzluk ifadesi, onaylamama belirten ifade

FEHLING : English Turkish

n. Fehling, soyadı; Hermann von Fehling (
1885), Alman kimyager, Fehling çözeltisinin geliştiricisi

FEHLING'S SOLUTION : English Turkish

n. Fehling çözeltisi, bir maddede şeker ve aldehitin varlığını saptamak için kullanılan alkali su çözeltisi (geliştiricisinin adını alan: Hermann von Fehling)

FEIGN : English Turkish

v. yalandan yapmak, numarası yapmak, rol yapmak, uydurmak

FEIGN SICKNESS : English Turkish

hasta numarası yapmak, hasta gibi davranmak

FEIGNED : English Turkish

adj. sahte, yapmacık

FEIGNEDLY : English Turkish

adv. yapmacıklı, sahte olarak

FEIGNER : English Turkish

n. numaracı, yanlış bir izlenim veren kimse; kopyacı, taklitçi; yanıltıcı izlenimler yaratan kimse

FEIGNING : English Turkish

n. numara yapma, yalandan yapma, sahte veya yanıltıcı bir tarzda hareket etme, başka türlü gösterme

FEIGNINGLY : English Turkish

adv. numaradan bir şekilde; samimi olmayan bir şekilde, samimiyetsizce

FEIJOA : English Turkish

n. mersin ailesinden meyve veren ağaç veya çalı; bu ağaç veya çalıdan elde edilen meyve

FEIJOADA : English Turkish

n. beyaz pirinç siyah fasülye ve acı biber soslu etle yapılan Brezilya yemeği