Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
FELIS : English Turkish

n. Felis, kedigiller familyası cinsinden olan

FELIS CARACAL : English Turkish

karakulak, Afrika ve Asya savanlarında bulunan yırtıcı gece kedisi

FELIS DOMESTICA : English Turkish

ev kedisi, içeri kedisi, evcil kedi

FELIS OCREATA : English Turkish

vahşi kedi, evcilleştirilmemiş kedi

FELIX : English Turkish

n. Felix, erkek ismi

FELIX HEINRICH WANKEL : English Turkish

n. Felix Heinrich Wankel, Felix Wankel (
1988), "Wankel Motoru" adında dönel motoru icat eden Alma mühendis

FELIX MENDELSSOHN : English Turkish

n. Felix Mendelssohn, Jakob Ludwig Felix Mendelssohn Bartholdy (
1847), Alman besteci

FELIX SLADE : English Turkish

Felix Slade, (
1868) University College London Slade Güzel Sanatlar Okulu'na adını veren İngiliz sanat koleksiyoncusu (1871'de kurulan)

FELL : English Turkish

n. deri, post, dik saç, kır, tepe, otlak

FELL : English Turkish

v. kesmek, kesip devirmek, yere yıkmak

FELL : English Turkish

adj. insafsız, merhametsiz, zalim, öldürücü

FELL ASLEEP : English Turkish

içi geçmiş, uyuyakalmış

FELL AT HIS FEET : English Turkish

ona yalvaran, ona rica eden, entreated him, kendisini ona küçük düşüren

FELL BEHIND : English Turkish

geri düşmüş, herkesin arkasında olan, diğer herkesin gerisinde kalan, geride kalan

FELL BEHIND IN HIS STUDIES : English Turkish

okulda başarısız olan, derecesinin gerisine düşen

FELL DIZZY : English Turkish

v. başı dönmek, gözü kararmak

FELL DOWN : English Turkish

çökmüş, düşmüş, devrilen, yıkılan

FELL DOWN ON THE JOB : English Turkish

işini ciddi yapmayan, kötü bir iş yapan

FELL FOR : English Turkish

aşık olan

FELL FROM GRACE : English Turkish

popüleritesini kaybetmek; günaha geri dönmek

FELL ILL : English Turkish

hasta olan, hastalığa yakalanan, hasta düşen

FELL IN BATTLE : English Turkish

savaşta ölen, çatışmada öldürülen

FELL IN LOVE WITH HIM : English Turkish

ona aşık olan veya ona karşı derin hisler besleyen

FELL IN THE HANDS OF : English Turkish

-'in eline düşen,
'in tuzağına düşen

FELL INTO BAD WAYS : English Turkish

kötü yola düşmüş, suçlu bir hayatı seçen