Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

FISTULISATION : English Turkish

n. (Tıp) bir fistülün oluşumu, dar bir deliğin cerrahi olarak yaratılması (ayrıca fistulization)

FISTULIZATION : English Turkish

n. (Tıp) bir fistülün oluşumu, dar bir deliğin cerrahi olarak yaratılması (ayrıca fistulisation)

FISTULIZE : English Turkish

v. fistül üretmek (Tıp)

FISTULOUS : English Turkish

adj. boru şeklinde, borulardan oluşmuş; fistüle ilişkin, dar bir geçit veya deliğe ilişkin (Tıp)

FIT : English Turkish

n. uygun olma, uyma, oturma, hastalık nöbeti, kriz, kapris, heves

FIT : English Turkish

v. uydurmak, uymak, oturtmak, yakıştırmak, yakışmak, oturmak

FIT : English Turkish

adj. uygun, yerinde, yeterli, yetenekli, layık, sağlıklı, zinde, formda

FIT AS A FIDDLE : English Turkish

turp gibi, sapasağlam, demir gibi, keyifli, neşeli

FIT FOR : English Turkish

- için uygun

FIT FOR A KING : English Turkish

krallara layık, çok yüksek kalitede, bir kral için bile uygun olabilecek kadar iyi

FIT FOR A- : English Turkish

- için uygun,
'a yakışır,
için uygun olan, kimseyi utandırmayacak olan

FIT FOR ALL : English Turkish

herşeye uygun, yaşayan her ruha uygun, herkese uygun

FIT FOR DUTY : English Turkish

göreve uygun, çalışabilir

FIT FOR HABITATION : English Turkish

yerleşime uygun

FIT FOR NOTHING : English Turkish

hiçbirşeye uygun değil, hiçbirşey için iyi değil, iyi değil, kullanıma uygun değil, arzu edilir değil

FIT FOR SERVICE : English Turkish

geri hizmete uygun, bir aceminin sadece geri hizmete uygun olduğunu belirten ifade

FIT FOR THE JOB : English Turkish

iş için uygun, pozisyon için uygun, sorumluluk için uygun

FIT IN : English Turkish

geçmek

FIT IN WITH : English Turkish

-'a uygun olmak, uymak,
ile uyumlu olmak

FIT LIKE A GLOVE : English Turkish

eldiven gibi uymak, mükemmel şekilde uymak, mükemmel ebatlarda olmak

FIT OF ANGER : English Turkish

öfke krizi, babaları tutma

FIT OF LAUGHTER : English Turkish

n. gülme krizi, kahkaha krizi

FIT OF SPITE : English Turkish

kötü patlama (duygusal ve kızgınlık)

FIT ON : English Turkish

ir şeye görünüş ve şekil olarak uygun olmak

FIT OUT : English Turkish

v. gerekli ekipmanlarla donatmak, gerekli malzemeler ve ihtiyaç maddeleri ile desteklemek; elbiselerini giymek, elbiselerini karşılamak