Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
AMITY : English Turkish

n. dostluk, arkadaşlık, dostça ilişki, iyi ilişki

AMMA : English Turkish

n. amma, başrahibe; anne (Argo)

AMMAN : English Turkish

n. Amman; Ürdün’ün başkenti

AMMANA : English Turkish

n. ammana, Müslümanların giydiği büyük kıvrılmış sarık

AMMETER : English Turkish

n. ampermetre, amperölçer

AMMO : English Turkish

n. cephane, mühimmat

AMMON : English Turkish

n. Ürdün Nehri’nin doğusunda (günümüzde Ürdün’ün kuzeybatısında) yer alan antik krallık; bu antik krallıkta yaşamış insanlar; antik Mısır’da hayat tanrısı

AMMONAL : English Turkish

n. ammonal, toz haline getirilmiş alüminyum ve amonyum nitrattan oluşan patlayıcı madde

AMMONIA : English Turkish

n. amonyak

AMMONIAC : English Turkish

adj. amonyak, amonyak ile ilgili

AMMONIACAL : English Turkish

adj. amonyaklı, amonyak içeren, amonyak ile ilgili (gaz türü)

AMMONIATE : English Turkish

n. amonyat, amonyak içeren bileşik

AMMONIATE : English Turkish

v. amonyat, amonyak içeren bileşik üretmek; amonyak ile birleşmesine yol açmak; amonyaklamak

AMMONIATED : English Turkish

adj. amonyakla karıştırılmış, amonyakla birleştirilmiş

AMMONIFICATION : English Turkish

n. amonifikasyon, içine amonyak dökme, bir bileşiğe amonyak ekleme

AMMONITE : English Turkish

n. ammonit, bölünmüş ve sarılı amonoit (nesli tükenmiş yumuşakça)

AMMONIUM : English Turkish

n. amonyum

AMMONIUM CARBONATE : English Turkish

n. amonyum karbonat

AMMONIUM CHLORIDE : English Turkish

amonyum klorid, nişadır

AMMONIUM NITRATE : English Turkish

n. amonyum nitrat

AMMONIUM SULPHATE : English Turkish

n. amonyum sülfat, (Kimya) genellikle suni gübre olarak kullanılan renksiz kristalli tuz (su arıtmak için de kullanılır)

AMMONOID : English Turkish

n. amonoit, nesli tükenmiş kafadanbacaklı yumuşakçalar

AMMONOLYSIS : English Turkish

n. amonoliz, suyu amonyak ile değiştirme işlemi (Kimya)

AMMOPERDIX HEYI : English Turkish

Kum Kekliği; çöl kekliği, bir çöl kuşu türü

AMMUNITION : English Turkish

n. cephane, koz, saldırı fırsatı