Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
GARDEN STUFF : English Turkish

ahçe ürünü, sebze meyve

GARDEN TOOL MAMA : English Turkish

garden tool mama, (Argo) fahişe, orospu

GARDEN TRUCK : English Turkish

ahçe ürünü, sebze meyve

GARDEN WEDDING : English Turkish

n. bahçe düğünü, bahçede yapılan düğün

GARDEN-BED : English Turkish

tarla, bitkilerin yetiştirildiği toprak parçası

GARDENED : English Turkish

adj. işlenmiş, ekip biçilmiş, sürülmüş (toprak hakkında); bahçeleri olan

GARDENER : English Turkish

n. bahçıvan, bahçe ile uğraşan kimse

GARDENIA : English Turkish

n. gardenya

GARDENING : English Turkish

n. bahçıvanlık, bahçe işleri

GARDENS : English Turkish

n. bahçeler, botanik bahçesi, sergileme için kullanılan çiçek ve ağaç alanları; rekreasyon için kullanılan çiçek ve ağaç alanları

GARDEROBE : English Turkish

n. gardırop, elbise dolabı, giysiler koymak için kullanılan dolap veya küçük oda; (Eskiden) çukur üzerine inşa edilmiş delikleri olan banktan oluşan küçük tuvalet

GAREFOWL : English Turkish

n. alk, ustura gagalı alk, Arktik bölgede bulunan deniz kuşu; bir tür deniz kuşu

GARETH : English Turkish

n. Gareth, erkek ismi; Yuvarlak Masa'nın şövalyelerinden biri, Kral Arthur'un yeğeni (Arthur Efsanesi)

GARFIELD : English Turkish

n. Garfield, "Garfield" isimli bir kediyi karakterize eden 1978'de Jim Davis tarafından yaratılan aynı ismi taşıyan çizgi roman; erkek ismi; soyadı; James Abram Garfield (
1881), Amerika Birleşik Devletleri'nin 20'nci cumhurbaşkanı (1881)

GARFISH : English Turkish

n. turnabalığı, zargana

GARGANEY : English Turkish

n. çıkrıkçın, küçük Avrasya çamurcunu

GARGANTUA : English Turkish

n. Obur Dev, büyük iştahı olan bir dev (Fransız yazar Rabelais'ın hikâyesinden)

GARGANTUAN : English Turkish

adj. kocaman, dev gibi, devasa

GARGANTUAN APPETITE : English Turkish

çok büyük iştah, muazzam istek

GARGET : English Turkish

n. iltihaplanma (hayvan), hayvanlarda boğaz iltihabı

GARGLE : English Turkish

n. gargara

GARGLE : English Turkish

v. gargara yapmak, ağzını çalkalamak, gırtlaktan konuşmak, gırtlaktan söylemek

GARGLING : English Turkish

n. gargara

GARGOYLE : English Turkish

n. yaratık şeklinde heykelcik, çirkin yaratık, canavar tipli kimse

GARGOYLED : English Turkish

adj. garip yaratık heykelleriyle süslenmiş olan, canavarlar veya garip yaratıklar şeklinde su olukları olan, çirkin yaratıklarla süslü (çoğunlukla Gotik kiliselerde); garip yüz karakteristikleri olan