English Turkish
GLOOMY EXPRESSION : English Turkish
üzüntülü ifade, hüzünlü bakış, kederli, yüz ifadesi, mutsuz yüz, mahzun görünüm
GLOOMY FACE : English Turkish
hüzünlü yüz, üzüntülü yüz ifadesi
GLOOMY PROPHECY : English Turkish
iç karartıcı kehanet, kötümser tahmin, sıkıntılı kehanet, huzursuz edici tahmin
GLOOMY PROSPECTS : English Turkish
ümitsiz beklenti, az başarı şansı
GLOOP : English Turkish
n. gloop, (İngiliz Argosu) yapışkan ve sulu madde, yapışkan madde
GLOOPY : English Turkish
adj. yapışkan, (İngiliz Argosu) yapış yapış, ağdalı (sıvılar hakkında)
GLOP : English Turkish
n. yapışkan bir şey, yapışkan etli kısım; yapışkan ve iğrenç sıvı veya yemek (Argo); değersiz bir şey (yazı gibi); tiksindiricilik
GLORIA : English Turkish
n. Gloria, kadın ismi
GLORIA : English Turkish
n. Gloria, birkaç Hristiyan ilahisi ismi; bu ilahilerden bir tanesi için müzik bestesi; ağıl, hale; sık dokunmuş kumaş türü
GLORIA PATRI : English Turkish
n. Gloria Patri, kısa Hristiyan ilahisi, Hristiyan doksolojisinde Tanrı'ya hamt etmek için kullanılan Latince "Gloria Patri" kelimeleriyle başlayan kelimeler dizisi
GLORIA STEINEM : English Turkish
Gloria Steinem, (1934 doğumlu) Amerikalı feminist ve yazar, "Ms." dergisinin kurucusu ve editörü
GLORIFICATION : English Turkish
n. övme, şükür, tapma, şenlik
GLORIFIED : English Turkish
adj. kaliteli
GLORIFIER : English Turkish
n. göklere çıkaran kimse, metheden kimse; öven kimse; tapan kimse
GLORIFY : English Turkish
v. övmek, göklere çıkarmak, tapmak, büyütmek, abartmak
GLORIFYING : English Turkish
adj. göklere çıkaran, öven; tapınan; şereflendirilen
GLORIOLE : English Turkish
n. hale, ayla
GLORIOUS : English Turkish
adj. ünlü, şerefli, aziz, olağanüstü, şanlı, muhteşem
GLORIOUS VICTORY : English Turkish
şanlı zafer, büyüleyici zafer, olağanüstü başarı
GLORIOUSLY : English Turkish
adv. muhteşem bir şekilde, müthiş bir şekilde, ihtişamla; görkemli bir şekilde
GLORIOUSNESS : English Turkish
n. görkemlilik, şanlılık, azamet, ihtişam
GLORY : English Turkish
n. şan, şeref, ün, ihtişam, görkem, hale, nur, ayla, mutluluk, cennet
GLORY : English Turkish
v. övünmek, gurur duymak, sevinmek, memnun olmak
GLORY HOLE : English Turkish
n. düzensiz oda, karışık çekmece, sandık odası
GLORY HOUND : English Turkish
şan ve şeref peşinde koşan kimse, övgü bekleyen kimse, beğeni veya şöhret peşinde olan kimse
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani