Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

GO ON THE PARISH : English Turkish

mahalleli tarafından beslenmek

GO ON THE RAMPAGE : English Turkish

kıyameti koparmak, heyheyleri tutmak, cinleri tepesine çıkmak, tepesi atmak

GO ON THE RAZZLE DAZZLE : English Turkish

cümbüş yapmak, alem yapmak

GO ON THE STUMP : English Turkish

seçim propagandası yapmak

GO ON THE WATER WAGON : English Turkish

içkiyi bırakmak

GO ON TOUR : English Turkish

turneye çıkmak

GO ONE'S WAY : English Turkish

yoluna gitmek, yola çıkmak, yola devam etmek, ayrılmak

GO OUT : English Turkish

çıkmak, dışarı çıkmak, dışarıya çıkmak, eğlenmeye gitmek, sönmek, grev yapmak, geçmek, çekilmek, istifa etmek, flört etmek

GO OUT FISHING : English Turkish

v. balığa çıkmak

GO OUT HUNTING : English Turkish

v. avlanmak

GO OUT LIKE A LIGHT : English Turkish

uyuyakalmak, birden uykuya dalmak; bilincini kaybetmek, bayılmak

GO OUT OF FASHION : English Turkish

modası geçmek, demode olmak

GO OUT OF ONE'S MIND : English Turkish

v. aklını kaçırmak

GO OUT OF ONE'S WAY : English Turkish

zahmet etmek, bir şeyi yapmak için zahmete girmek, bir şeyi yapmak için musallat olmak veya rahatsız etmek

GO OUT OF USE : English Turkish

v. kullanımdan kalkmak, kullanılmamak

GO OUT TO : English Turkish

v. dolmak (duygu), duygularını paylaşmak

GO OUT TO WORK : English Turkish

v. işe gitmek, ev dışında çalışmak için çıkmak

GO OUT WITH : English Turkish

ile flört etmek, ile çıkmak; ile zaman geçirmek, ile eğlenmek

GO OUTSIDE : English Turkish

v. dışarıya çıkmak

GO OVER : English Turkish

ayrıntılar üzerinde durmak, ince eleyip sık dokumak, sunmak, yapmak, muayene etmek, taraf değiştirmek, tekrarlamak

GO OVER A SCHEDULE : English Turkish

ir plan üzerinde göz gezdirmek, bir programı gözden geçirmek, bir plan listesini kontrol etmek

GO OVER BIG : English Turkish

v. büyük iş başarmak, üstesinden gelmek

GO OVER SMTH. WITH A FINE COMB : English Turkish

ince eleyip sık dokumak, kılı kırk yarmak

GO OVER THE CLIFF : English Turkish

atmak, topu atmak

GO OVER TO THE DEFENSIVE : English Turkish

savunmaya geçmek, savunma durumunda olmak, korunmak