English Turkish
GO SOUR : English Turkish
v. ekşimek, bozulmak, kesilmek, suratı asılmak, somurtmak
GO SOUTH : English Turkish
güneye yönelmek
GO SPLINTERS : English Turkish
v. parçalanmak, dağılmak
GO SQUEEZE YOUR BALLS : English Turkish
as git, (Argo) defol!
GO STAG : English Turkish
damsız gitmek, bir yere kız arkadaşı olmadan yalnız gitmek
GO STEADY : English Turkish
aynı kız oğlanla çıkmak
GO STRAIGHT : English Turkish
doğruca gitmek
GO THE BANK : English Turkish
v. banko demek
GO THE EXTRA MILE : English Turkish
elinden geldiğinden daha fazla çaba sarf etmek, ekstra önlemler almak, çok büyük çaba göstermek, zahmete girmek, çok uğraşmak (bir şeyin yapıldığını görmek için)
GO THE LIMIT : English Turkish
uygunsuz olan her işi yapmak, (Argo) her naneyi yemek, tam cinsel ilişkiye girmek
GO THE PACE : English Turkish
hızlı koşmak, çok harcamak, bolluk içinde yaşamak
GO THE WAY OF ALL FLESH : English Turkish
ölmek
GO THERE : English Turkish
oraya gitmek, belli yere gitmek, oraya yolculuk etmek
GO THROUGH : English Turkish
ayrıntılar üzerinde durmak, ince eleyip sık dokumak, sunmak, yapmak, muayene etmek, çekmek, katlanmak, onaylanmak, resmen kabul edilmek
GO THROUGH FIRE AND WATER : English Turkish
kendini ateşe atmak, zor ve tehlikeli durumlardan geçmek
GO THROUGH THE MILL : English Turkish
tecrübe kazanıp pişmek, çok çekip hayatta pişmek
GO THROUGH THE MOTIONS : English Turkish
aştan savma yapmak, formalite gereği yapmak, üstünkörü ve yüzeysel bir şekilde yapmak, rutin bir şekilde yapmak
GO THROUGH THE WRINGER : English Turkish
sıkıntı çekmek, zorluklar atlatmak
GO THROUGH WITH : English Turkish
yürütmek, tamamlamak
GO THROUGH WITH IT : English Turkish
sonuna kadar dayanmak
GO TO ALL LENGTHS : English Turkish
sonuna kadar gitmek, her yola başvurmak, her şeyi denemek
GO TO BED : English Turkish
yatmak, yatmaya gitmek
GO TO BLAZES : English Turkish
cehenneme kadar yolun var, cehenneme git
GO TO CANOSSA : English Turkish
Canossa’ya gitmek, pişman olmak ve özür dilemek (1077’de İtalya’da İmparator IV. Henry’nin Canossa’da bulunan papa önünde yaptığı gibi); Canossa’ya seyahat etmek
GO TO DAVY JONES'S LOCKER : English Turkish
denizin dibini boylamak, denizde boğulmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani