Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
GO TO EXTREMES : English Turkish

fazla ileri gitmek, aşırıya kaçmak

GO TO GRASS : English Turkish

toprak olmak, ölmek; emekli olmak; otlağa çıkmak

GO TO GREAT LENGTHS : English Turkish

her yola başvurmak, elinden geleni yapmak, çok uğraşmak

GO TO GROUND : English Turkish

yere düşmek, (Argo) sandalyeden veya yataktan düşmek (genellikle bakım evlerinde kullanılan)

GO TO HEAVEN : English Turkish

cennete gitmek, ölmek ve cennette bir yer ile ödüllendirilmek

GO TO HELL : English Turkish

cehenneme kadar yolun var, canın cehenneme, cehennem ol

GO TO HELL IN A HANDBASKET : English Turkish

giderek kötüleşmek, tamamen tahrip olma veya yıkım noktasına gelmek

GO TO HELL! : English Turkish

interj. cehenneme git!, canın cehenneme! (şiddetli öfke ifadesi)

GO TO JERICHO : English Turkish

cehenneme git

GO TO LAW : English Turkish

dava açmak

GO TO MEETING : English Turkish

ayramlık, özel günlerde giyilen

GO TO PIE : English Turkish

şaşkına dönmek, kafası karışmak

GO TO PIECES : English Turkish

parçalanmak, dağılmak, bölünmek, kırılmak, dökülmek, gücenmek, yıkılmak, morali bozulmak

GO TO POT : English Turkish

suya düşmek

GO TO PRESS : English Turkish

askıya verilmek

GO TO RACK AND RUIN : English Turkish

harabeye dönmek, mahvolmak, batmak, iflas etmek

GO TO REST : English Turkish

git dinlen, rahatla, sakin ol, uyu

GO TO RUIN : English Turkish

v. mahvolmak, yıkılmak, harap olmak

GO TO SCAFFOLD : English Turkish

v. darağacına gitmek, ipe gitmek

GO TO SCALE : English Turkish

tartılmak, tartıya çıkmak

GO TO SCALE AT : English Turkish

v. gelmek (ağırlık), çekmek (ağırlık)

GO TO SCALE AT 100 KILOS : English Turkish

v. yüz kilo gelmek

GO TO SCHOOL : English Turkish

okula gitmek, eğitim görmek, öğrenim kurumuna gitmek

GO TO SEA : English Turkish

denizci olmak, denize açılmak; deniz yolculuğuna çıkmak

GO TO SEED : English Turkish

kuvvetten düşmek, eski gücünü kaybetmek, tohuma kaçmak