English Turkish
ANCHORAGE : English Turkish
n. demirleme yeri, dayanak, demirleme, destek; güven kaynağı
ANCHORAGE DUES : English Turkish
n. demirleme harcı
ANCHORED : English Turkish
adj. demirli
ANCHORESS : English Turkish
n. toplumdan kaçan kadın, yalnızlığı seven kadın
ANCHORET : English Turkish
n. münzevi hayat yaşayan kimse, maddi mal varlıklarından vazgeçen ve tek başına yaşayan kimse
ANCHORETTE : English Turkish
n. kadın sunucu, kadın haber sunucusu, kadın haber spikeri, kadın yayımcı (televizyonda)
ANCHORITE : English Turkish
n. toplundan kaçan adam, yalnızlığı seven adam
ANCHORITIC : English Turkish
adj. münzevi yaşayan, dini inzivaya çekilme hayatı yaşamak
ANCHORLESS : English Turkish
adj. çıkar yolu olmayan, güven kaynağı olmayan; temelsiz; sağlam olmayan
ANCHORMAN : English Turkish
n. haber sunucusu, sunucu, yayımcı (televizyonda); bir takımda görevini gerçekleştiren son üye (Spor)
ANCHORPERSON : English Turkish
n. haber sunucusu, sunucu, yayımcı (televizyonda), televizyon haberleri veya spor programı sunan kadın veya erkek
ANCHORS : English Turkish
n. frenler, (Argo) frenler (arabanın)
ANCHORWOMAN : English Turkish
n. kadın haber sunucusu, kadın haber spikeri, kadın yayımcı (televizyonda)
ANCHOVETA : English Turkish
n. ançüez, Kuzey Amerika’nın Pasifik kıyısında bulunan küçük hamsi balığı
ANCHOVY : English Turkish
n. hamsi, ançuez
ANCHOVY PASTE : English Turkish
ançüez ezmesi, ançüezden yapılan ezme (küçük yenilebilir balık)
ANCHOVY SPREAD : English Turkish
ançüez ezmesi, ançüezden yapılan ezme veya lapa (küçük yenilebilir balık)
ANCHUSA : English Turkish
n. sığırdili, öküzdili
ANCHYLOSE : English Turkish
v. kaynaşmak, birlikte büyümek, birleşmek (eklemler veya kemikler)
ANCHYLOSIS : English Turkish
n. kaynaşma, birlikte birleşme, pekişme (eklemler veya kemikler )
ANCHYLOTIC : English Turkish
adj. birleşme ile ilgili, kaynaşma ile ilgili, eklemin pekişmesiyle ilgili
ANCIEN : English Turkish
n. ancien, "ancien regime" teriminden gelen (Fransa’nın eski devlet yönetimi)
ANCIEN REGIME : English Turkish
ancien regime, (Fransızca) 1879 devriminden önce Fransa’da sosyal ve siyasi sistem; bir işi yapmak için eski yöntem, eski sistem
ANCIENT : English Turkish
adj. eski, çok eski, eskiden kalma
ANCIENT CIVILIZATION : English Turkish
n. eski medeniyet, çok eski uygarlık; antik toplum ve kültür
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani