English Turkish
ANATOMISE : English Turkish
v. açımlamak, anatomik müdahale gerçekleştirmek; parçalara ayırıp incelemek; dikkatle incelemek, analiz etmek (ayrıca anatomize)
ANATOMIST : English Turkish
n. anatomici, anatomi uzmanı; analizci, incelemeci
ANATOMIZATION : English Turkish
n. açımlama, teşrih, bilimsel amaçlar nedeniyle parçalara ayırma işlemi; parçalara ayırıp inceleme eylemi (ayrıca anatomisation)
ANATOMIZE : English Turkish
v. açımlamak, parçalara ayırıp incelemek, dikkatle incelemek
ANATOMY : English Turkish
n. anatomi, anatomik yapı, vücut yapısı; inceleme, analiz
ANATOXIN : English Turkish
n. anatoksin, toksoid, artık zehirli olmayan ancak antijen üretebilen toksin
ANAUDIA : English Turkish
n. anaudia, ses kaybı
ANBURY : English Turkish
n. anbury, atlarda ve öküzlerde görülen yumuşak tümör
ANC : English Turkish
"African National Congress (Afrika Ulusal Kongresi)"; Güney Afrika’nın, eski lideri Nelson Mandela olan ve bu ülkedeki ırk ayrımına karşı mücadele vermiş en büyük siyasi partisi
ANCESTOR : English Turkish
n. dede, ata, cet, soy
ANCESTOR WORSHIP : English Turkish
atalara tapınma, ruhların yaşayanların hayatları etkileyebileceği düşüncesiyle ölü aile üyelerinin saygı gösterilen dini adet
ANCESTORS : English Turkish
n. soy
ANCESTRAL : English Turkish
adj. atalar ile ilgili, atalardan kalma
ANCESTRAL HOME : English Turkish
n. memleket, ataların evi
ANCESTRAL MERIT : English Turkish
atalardan kalma hak, bir kimsenin atalarından miras olan hakları
ANCESTRAL TOMB : English Turkish
atalara ait mezar, aile üyelerinin gömülü olduğu yer
ANCESTRALLY : English Turkish
adv. geçmişle ilgili olarak, atalardan kalma bir şekilde
ANCESTRESS : English Turkish
n. kadın ata, bayan ata, bir kişinin onun soyundan geldiği kadın
ANCESTRY : English Turkish
n. ecdat, atalar, soy
ANCHISES : English Turkish
n. Troy prensi, Aeneas’ın babası (Yunan Mitolojisi)
ANCHO : English Turkish
n. ancho, Meksika yemeklerinde kullanılan kurutulmuş büyük kırmızıbiber
ANCHOR : English Turkish
n. çapa, demir, lenger; güven kaynağı, dayanak noktası; sunucu (haber); açık oturum yöneticisi
ANCHOR : English Turkish
v. demirlemek, demir atmak; sağlama bağlamak; sunuculuk yapmak; açık oturum yönetmek
ANCHOR DUES : English Turkish
demirleme ücretleri, gemi demirlemek için kullanılan ücret
ANCHOR TEXT : English Turkish
n. metin tutturucu, (İnternet, Bilgisayar) bir kimsenin tıkladığı bağda görülebilir metin
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani