Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
AND ALL THE BEST : English Turkish

iyi şanslar, her şey gönlünüzce olsun, en iyi dileklerle (veda ederken söylenir)

AND ALL THE MORE SO : English Turkish

daha bile fazla, daha da fazla, kesin surette

AND ALSO : English Turkish

adv. hem

AND AS IF THAT IS NOT ENOUGH : English Turkish

u da yetmezmiş gibi, bir de üstüne üstlük

AND CO. : English Turkish

ve şirketler grubu, ve şirketi (ve ortaklar, iş ortakları ve iş arkadaşları)

AND FAMILY : English Turkish

ve ailesi, ve ailenin diğer üyeleri

AND HERE ARE THE MAIN POINTS : English Turkish

ve önemli noktalar şunlardır, ve son haberler/haber başlıkları bunlardır (esas haberler yayınlanmadan önce televizyon yayınının başlangıcında söylenen)

AND HOW : English Turkish

hem de nasıl

AND HOW! : English Turkish

hem de nasıl!, emin olabilirsin!,kesinlikle!

AND I QUOTE: : English Turkish

ve alıntı yapıyorum: , onun kelimelerinin tamamı söyle idi:, bu aktarmasız bir alıntıdır:

AND MORE : English Turkish

ve daha fazla, ve daha da fazla, hal böyle iken, ve hala

AND SO FORTH : English Turkish

ve saire, ve benzeri, ve benzeri gibi

AND SO ON : English Turkish

filan, buna benzer

AND SO ON AND SO FORTH : English Turkish

vesaire, falan filan, ve diğer

AND SPOUSE : English Turkish

ve eşi, karısını da dahil, kocası da dahil

AND SUCH : English Turkish

ve benzeri

AND THAT'S IT : English Turkish

ve budur, işte bu kadar, bu kadar yeter, daha fazla yok, ve hepsi bu

AND THAT'S THE WAY IT WAS : English Turkish

ve bu şekilde oldu, olanlar bunlar, ve böyle oldu

AND THE LIKE : English Turkish

ve benzerleri, ve aynı türden olan diğerleri, ve aynı cinsten olan diğerleri

AND THE WOLF SHALL DWELL WITH THE LAMB : English Turkish

ve kurt kuzuyla birlikte yaşayacaktır, en azılı düşmanlar arasında bile barış sağlanacaktır (İncil kehaneti)

AND THEN SOME : English Turkish

hatta daha fazlası, ve hem de çok daha fazla (örneğin, “Arabanın $25,000 olduğunu anlıyorum” , “Evet, o kadar ve hatta daha da fazlası çünkü bir CD çalar da ekledim”)

AND WHAT IS MORE : English Turkish

ayrıca, bir de, sadece bu değil, üstelik

AND WHATNOT : English Turkish

ve benzeri şeyler, ve başka bir şey, ne istersen

AND WHO MAY YOU BE? : English Turkish

sen kim olabilirsin, ve sen kimsin?

AND YET : English Turkish

hal böyle iken, her halükarda, zaten, buna karşın