Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
GRAMMATICALLY : English Turkish

adv. gramere uygun olarak, gramer bakış açısından, gramer kuralarına göre

GRAMMATOLATRY : English Turkish

n. harflere ve kelimelere tapınma, harflere tapınma, kelimeye tapınma, kelimelere tapınma, harflere ve kelimelere tapma

GRAMMATOLOGY : English Turkish

n. gramatoloji, yazı dizgeleri bilimi, grafik el yazısı sistemleri bilimi

GRAMME : English Turkish

n. gram

GRAMMER : English Turkish

n. Grammer, soyadı; Kelsey Grammer (1955 doğumlu), "Cheers" ve "Frasier" filmelrinde başrolde oynayan ABD'li televizyon oyuncusu ve yönetmeni

GRAMMIES : English Turkish

n. Grammy Ödülleri, kayıt endüstrisinde üstün başarılar için küçük heykelcikler verilen American National Academy of Recording Arts and Sciences tarafından her yıl düzenlenen ödül töreni

GRAMMY : English Turkish

n. müzik ve sahne sanatları ödülü

GRAMOPHONE : English Turkish

n. gramofon

GRAMOPHONE RECORD : English Turkish

taşplâk, plak

GRAMP : English Turkish

n. dede, (Argo) dede, büyükbaba

GRAMPA : English Turkish

n. dede, (Argo) dede, büyükbaba

GRAMPIAN : English Turkish

n. Grampian, İskoçya'da bir bölge

GRAMPIANS : English Turkish

n. Grampian Dağları, İskoçya'da bulunan dağ sırası; Avustralya'da bulunan engebeli kırmızı kumtaşı dağ sırası

GRAMPS : English Turkish

n. dede, büyükbaba, dede (Resmi olmayan)

GRAMPUS : English Turkish

n. yunus

GRAN : English Turkish

n. nine

GRAN DAD : English Turkish

dede, büyükbaba (Resmi olmayan)

GRANADA : English Turkish

n. Granada, güney İspanya'da bir şehir; güney ispanya'da bir vilâyet; güney İspanya'nın Akdeniz kıyısında Ortaçağ krallığı; Nikaragua'da bir şehir; Kolorado'da kasaba (ABD); Minnesota'da şehir (ABD); soyadı; pamuk çözgü, alpaka ya da moher dolgusundan yapılmış olan fitilli kumaş türü

GRANADILLA : English Turkish

n. granadilla, yumurta şeklindeki mor çarkıfelek meyvesi; Brezilya’ya özgü grandilla veren çarkıfelek çiçeği

GRANARY : English Turkish

n. tahıl ambarı, hububat ambarı

GRAND : English Turkish

n. bin dolar, kuyruklu piyano

GRAND : English Turkish

adj. büyük, ulu, muhteşem, önemli, soylu, asil, ağırbaşlı, ana, baş, genel

GRAND : English Turkish

pref. büyük

GRAND AUNT : English Turkish

üyük teyze veya hala, birinin annesinin veya babasının teyzesi veya halası

GRAND CANYON : English Turkish

Büyük Kanyon, dünyanın doğal harikalarından biri olan Colorado nehrinin çok derin geçidi (kuzey Arizona'da bulunan, ABD)