Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

GRANDILOQUENT : English Turkish

adj. yerinde, tumturaklı

GRANDILOQUENTLY : English Turkish

adv. tumturaklı bir şekilde, çiçekli bir şekilde, cafcaflı bir biçimde (konuşma veya yazı)

GRANDIOSE : English Turkish

adj. heybetli, görkemli, muazzam, göz alıcı, tantanalı

GRANDIOSELY : English Turkish

adv. görkemli bir şekilde, cafcaflı bir biçimde; heybetli bir şekilde, etkileyici bir şekilde; göz alıcı bir şekilde

GRANDIOSENESS : English Turkish

n. görkem, ihtişam; azamet, debdebe; son derece resmi veya fiyakalı tavır; alev gibi parlama

GRANDIOSITY : English Turkish

n. görkemlilik, ihtişamlık; azamet, debdebe; son derece resmi veya fiyakalı tavır; parlaklık

GRANDLY : English Turkish

adv. görkemli bir şekilde, etkileyici bir şekilde; muhteşem bir şekilde, mükemmelce, ihtişamla

GRANDMA : English Turkish

n. anneanne, babaanne, büyükanne, nine

GRANDMAMA : English Turkish

n. babaanne, anneanne

GRANDMAMMA : English Turkish

n. anneanne, babaanne, büyükanne, nine

GRANDMASTER : English Turkish

n. satranç üstadı, satranç oyununda son derece yetenekli olan kimse

GRANDMASTER FLASH : English Turkish

Grandmaster Flash, (1958'de Joseph Saddler olarak doğan) Amerikalı disk cokey ve hip-hop müzisyeni

GRANDMATERNAL : English Turkish

adj. büyükanneye özgü, büyükanneye ait veya ilgili, büyükanne özelliği

GRANDMOTHER : English Turkish

n. anneanne, babaanne, büyükanne, nine

GRANDMOTHERLY : English Turkish

adj. büyükanne edasıyla, büyükanne gibi, özenle

GRANDNEPHEW : English Turkish

n. yeğen oğlu

GRANDNESS : English Turkish

n. büyüklük, azamet, ihtişam

GRANDNIECE : English Turkish

n. yeğen kızı

GRANDPA : English Turkish

n. dede, büyükbaba

GRANDPAPA : English Turkish

n. dede, büyükbaba

GRANDPAPPY : English Turkish

n. dede, büyükbaba

GRANDPARENT : English Turkish

n. büyükbaba veya büyükanne

GRANDPARENTS : English Turkish

n. dede ve büyükanne, dede nine

GRANDSIRE : English Turkish

n. dede, ihtiyar adam

GRANDSON : English Turkish

n. torun