Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
GRANULOMA : English Turkish

n. granülom, taneli dokudan oluşan tümör türü (Tıp)

GRANULOMATOSIS : English Turkish

n. granülomatoz, granülom oluşumu ile tanımlanan hastalık (bir tümör türü)

GRANULOMATOUS : English Turkish

adj. granülomatoz, (Tıp) granüloma ait veya ilgili (bir tümör türü)

GRANULOSE : English Turkish

adj. granüllü, damarlı, pürüzlü, taneli

GRANULOUS : English Turkish

adj. granül, tanecikli, taneli

GRANUM : English Turkish

n. tahıl, hububat

GRAPE : English Turkish

n. üzüm, sığır veremi, atın diz içindeki yara

GRAPE CURE : English Turkish

üzüm kürü

GRAPE FERN : English Turkish

asma bitkisi, (Ayrıca sedef çiçeği olarak da bilinen) Botrychium familyasına it çeşitli eğreltiotlarından herhangi biri

GRAPE JELLY : English Turkish

üzüm jölesi, üzüm suyu veya üzüm tatlandırıcısı kullanarak yapılan jöle

GRAPE JUICE : English Turkish

üzüm suyu, şıra

GRAPE LOUSE : English Turkish

n. üzüm biti, değişik üzüm bitkileri için zararlı olan bit

GRAPE SUGAR : English Turkish

n. üzüm şekeri, dekstroz, glikoz

GRAPE VINE : English Turkish

asma, üzüm veren asma; resmi olmayan bir şekilde kulaktan kulağa dedikodu veya bilgi yayma; doğruluğu ispatlanmamış rapor, asılsız söylenti

GRAPEFRUIT : English Turkish

n. greyfurt

GRAPEFRUIT JUICE : English Turkish

greyfurt suyu

GRAPERY : English Turkish

n. bağ, üzüm bağı; üzüm yetiştirmek için kullanılan yapı veya kapalı arazi

GRAPES : English Turkish

adj. koyu mor renge ait, koyu mor renkle ilgili

GRAPES OF WRATH : English Turkish

n. Gazap Üzümleri, Depresyon sırasında üzgün göçmen işçilerine yardım etmek için yasama isteyen Oklahoma'da bir aileyi anlatan, 1939'da John Steinbeck tarafından yazılan roman; 1996'da güney Lübnan'da İsrail askeri operasyonu

GRAPESHOT : English Turkish

n. misket (gülle)

GRAPESUGAR : English Turkish

n. üzüm şekeri, dekstroz

GRAPEVINE : English Turkish

n. asma, söylenti, dedikodu, rivayet, dedikodu gazetesi

GRAPEVINE TELEGRAPH : English Turkish

n. dedikodu, dedikodu gazetesi

GRAPEY : English Turkish

adj. üzüm bağı ile ilgili, üzümle ilgili, asma ile ilgili; üzüme benzeyen, üzün tadında olan; üzüm içeren

GRAPH : English Turkish

n. grafik, diyagram, çizelge, eğri, işaret