English Turkish
HARDWARE INSTALLATION : English Turkish
donanım kurulumu, bilgisayar bileşenlerinin kurulumu (mekanik, elektrik, vb.)
HARDWARE MINIATURIZATION : English Turkish
donanım minyatürleştirme, bilgisayarın fiziki bileşenlerini küçükten daha küçük boyuta kadar küçültme hardware protection|/hardware$33813$ /protection$64753$ $WI_FREQUENCY:4 donanım koruma, donanım bileşenlerini kullanarak programların kopyalanmasını önleme (genellikle priz)
HARDWARE RESET : English Turkish
donanımı yeniden başlatma, elektrik akımını durdurarak ve yeniden başlatarak bilgisayarı baştaki konumuna getirme
HARDWARE STORE : English Turkish
hırdavat dükkanı, inşaat malzemeleri satan dükkan
HARDWARE SUPPORT : English Turkish
donanım destek, bilgisayar bileşenleri için destek sistemi; diğer bileşenler için destek
HARDWEARING : English Turkish
adj. kolay eskimeyen, giyilse de yıpranmaya dayanabilen
HARDWIRED : English Turkish
adj. (Bilgisayar) fiziksel bağlantılı, gömülü, daimi olarak bağlı, değiştirilemez ve ayarlanamaz (örn. işlev veya program)
HARDWOOD : English Turkish
n. ağaç (sert), ahşap, parke, sert kereste
HARDWOOD FLOOR : English Turkish
n. parke taban, ahşap döşeme
HARDWORKING : English Turkish
adj. çalışkan, hamarat, ateş gibi, çok çalışan, gayretli
HARDY : English Turkish
adj. dayanıklı, güçlü kuvvetli, cesur, yürekli, gözüpek, yüzsüz, arsız, cüretkâr, atılgan
HARDY ANNUAL : English Turkish
her yıl yeşeren bitki, her yıl ortaya çıkan şey
HARE : English Turkish
n. yabani tavşan, tavşan
HARE AND HOUNDS : English Turkish
n. tavşan tazı oyunu, bazı oyuncuların (tavşan olanlar) kağıttan iz bıraktıkları ve diğerlerinin (tazı olanlar) de izi takip ederek onları bulmaya ve yakalamaya çalıştıkları bir sokak kovalamaca oyunu
HARE KRISHNA : English Turkish
Hare Krishna, Hindu tanrısı Krishna'ya tapan dini grup üyesi
HARE OFF : English Turkish
çok hızlı koşmak, süratli koşmak, kaçmak
HARE'S FOOT : English Turkish
tavşan ayağı, tüylü yonca, balza ağacı
HAREBELL : English Turkish
n. çançiçeği, yaban sümbülü
HAREBRAINED : English Turkish
adj. kuş beyinli, kafasız, aptal
HAREDI : English Turkish
n. haredi, ultra-Ortodoks Yahudi, dini uygulamalar ve İncil emirleri konusunda çok katı olan Yahudi
HAREDI PARTIES : English Turkish
haredi partileri, ultra-Ortodoks Yahudiler tarafından kurulan siyasi partiler
HAREDI PRESS : English Turkish
haredi basını, Haredim tarafından basılan gazeteler (ultra-Ortodoks Yahudiler)
HAREDIM : English Turkish
n. haredim, ultra-Ortodoks Yahudiler, dini uygulamalar ve İncil emirleri konusunda çok katı olan Yahudi
HAREFOOT : English Turkish
n. tavşan ayağı, tüylü yonca, balza ağacı
HAREL : English Turkish
n. Harel, erkek ismi (İbranice)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani