Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

HAUL : English Turkish

n. çekme, çekici, çekilen balık miktarı, vurgun, haksız kazanç, yük, taşıma mesafesi

HAUL : English Turkish

v. çekmek, taşımak, ağ ile balık tutmak, yön değiştirmek

HAUL IN ONE'S SAILS : English Turkish

geriye çekilmek, yavaşlamak, engellenmek

HAUL OFF : English Turkish

v. yön değiştirmek, yumruk atmak için gerilmek

HAUL UP : English Turkish

yön değiştirmek, iyi yola sevketmek, düzeltmek, çıkarmak, mahkemeye çıkarmak

HAULAGE : English Turkish

n. taşıma, nakliye, nakliye ücreti, çıkarma, çekme

HAULER : English Turkish

n. taşıyıcı, taşıyan kimse; malları taşıyan şirket, nakliye şirketi

HAULIER : English Turkish

n. çekici, nakliyeci, taşıyıcı

HAULM : English Turkish

n. sap, saman

HAUNCH : English Turkish

n. kalça, but, sağrı

HAUNCHES : English Turkish

n. kıç

HAUNT : English Turkish

n. uğrak, sık sık gidilen yer, buluşma yeri, yatak, yuva, in

HAUNT : English Turkish

v. sık uğramak, ziyaret etmek, görünmek, aklından çıkmamak, takılmak, dadanmak, yakasını bırakmamak

HAUNTED : English Turkish

adj. cinli, perili, hayaletli, tekin olmayan, kem, kötü, nazarı değen

HAUNTED HOUSE : English Turkish

n. perili ev, hayaletli ev

HAUNTER : English Turkish

n. müdavim, sık sık giden kişi veya şey, sürekli ziyaretçi

HAUNTING : English Turkish

adj. rahatsız edici, can sıkan, kafaya takılan, unutulmaz

HAUNTINGLY : English Turkish

adv. akıldan çıkmayacak şekilde, rahatsız edecek şekilde, tekrarlayan bir şekilde

HAUS : English Turkish

n. konut, ev (Almanca)

HAUSA : English Turkish

n. hausa, genel olarak kuzey Nijerya'da ve Nijer'in bazı bölümlerinde yaşayan çoğunlukla Müslüman olan zenci halkı üyesi

HAUSA : English Turkish

n. hausa dili, Hausa halkı tarafından konuşulan Çad dili; Nijerya'da spiritüel gelenek

HAUSFRAU : English Turkish

n. ev hanımı, ev kadını (Almanca)

HAUSNER : English Turkish

n. Hausner, soyadı

HAUSTORIUM : English Turkish

n. emeç, belirli parazitlerin beslenmesini sağlayan küçük emme organı

HAUTBOIS : English Turkish

n. obua, müzik aleti, ince çift dilli bir nefesli çalgı (Müzik)