Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HAVE A TEMPERATURE : English Turkish

ateşi olmak

HAVE A THICK SKULL : English Turkish

kalın kafalı, susak, aptal, akıllı değil

HAVE A TIFF : English Turkish

v. atışmak

HAVE A TILE MISSING : English Turkish

tahtası eksik olmak, biraz çılgın olmak, tamamen normal değil

HAVE A TINGE OF RED : English Turkish

v. kızıla çalmak

HAVE A TINKER AT : English Turkish

v. üstünkörü çalışmak

HAVE A TINKLE : English Turkish

v. tuvalete gitmek, çiş yapmak

HAVE A TONGUE : English Turkish

geveze, çok fazla konuşma eğiliminde olmak

HAVE A TOOTH OUT : English Turkish

v. diş çektirmek

HAVE A TRIP : English Turkish

v. seyahat etmek

HAVE A TRY : English Turkish

denemek

HAVE A VELVETY TOUCH : English Turkish

v. kadife hissi vermek

HAVE A VOICE : English Turkish

söz sahibi olmak, sağlam fikirleri olmak

HAVE A VOICE IN : English Turkish

fikrini söylemeğe hakkı olmak

HAVE A WALK : English Turkish

yürüyüş yapmak, yürümek

HAVE A WARM : English Turkish

ısınmak

HAVE A WASH : English Turkish

yıkanmak, duş almak, temizlenmek

HAVE A WAY WITH : English Turkish

v. ikna etmek, sevimli gelmek

HAVE A WEAK CHEST : English Turkish

ünyesi zayıf olmak, eli darda, göğsünden rahatsız olmak, muhtaç

HAVE A WELL-LINED PURSE : English Turkish

ol paraya sahip olmak, zengin olmak, çok paraya sahip olmak

HAVE A WET : English Turkish

içki içmek, kafayı çekmek

HAVE A WHACK AT IT : English Turkish

üzerinde son bir deneme yapmak, denemek, deneme girişiminde bulunmak

HAVE A WHALE OF TIME : English Turkish

iyi vakit geçirmek, çok eğlenmek

HAVE A WHIP ROUND : English Turkish

yardım toplamak, para toplamak

HAVE A WIDE ACQUAINTANCE WITH : English Turkish

v. çok iyi bilmek, derin bilgiye sahip olmak