Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HEEDFULNESS : English Turkish

n. dikkatlilik, dikkatli olma durumu, özenlilik, özenli olma durum

HEEDLESS : English Turkish

adj. dikkatsiz, ihtiyatsız, önemsemeyen, aldırışsız

HEEDLESSLY : English Turkish

adv. dikkatsiz bir şekilde, özensizce, aldırış etmeden, düşüncesizce, pervasızca, ihmalkârca

HEEDLESSNESS : English Turkish

n. gaflet

HEEHAW : English Turkish

n. anırma, gürültülü kahkaha, kahkaha

HEEHAW : English Turkish

v. anırmak, gürültülü kahkaha atmak

HEEHAW : English Turkish

interj. a i

HEEL : English Turkish

n. topuk, ökçe, golf sopası ucu, kalleş, aşağılık kimse, alçak

HEEL : English Turkish

v. topuğunu yere vurarak dans etmek, topuk takmak, dizinin dibinden ayrılmamak, topuk pası vermek, yana yatmak (gemi), yana yatırmak (gemi)

HEEL AND TOE WALK : English Turkish

n. yavaş yürüme, küçük adımlarla yürüme

HEEL BONE : English Turkish

n. topuk kemiği

HEEL OVER : English Turkish

v. yana yatmak (gemi), yana yatırmak (gemi)

HEEL-AND-TOE : English Turkish

yavaş yürüme, küçük adımlarla yürüme

HEELED : English Turkish

adj. topuklu, ökçeli, paralı, para babası

HEELER : English Turkish

n. peşini bırakmayan kimse, adamı

HEELING : English Turkish

n. yana yatma, bir geminin rüzgârdan eğilmesi (Denizcilik)

HEELLESS : English Turkish

adj. topuksuz, topuğu veya topukları olmayan, ökçesiz

HEELPIECE : English Turkish

n. ökçe parçası

HEELS : English Turkish

n. kaba bir çerçeve ile tamamlanmış bir alan (örneğin bir pencere çerçevesi ) arasındaki boşluğa konulduğunda güçlü destek sağlayan üçgen parçalar

HEELTAP : English Turkish

n. ökçe köselesi, bardağın dibinde kalan içki

HEFETZ : English Turkish

n. Hefetz, soyadı (İbranice); Assaf Hefetz (1944 doğumlu), İsrail Polis Kuvvetleri eski başkanı

HEFT : English Turkish

n. ağırlık

HEFT : English Turkish

v. kaldırmak, itmek

HEFTER : English Turkish

n. kaldıran kimse, bir şeyin ağırlığını onu kaldırarak ölçen kimse

HEFTINESS : English Turkish

n. önem, etki, ehemmiyet; ağırlık