English Turkish
ANOXIC : English Turkish
adj. anoksik, dokularda oksijen eksikliği hastalığı olan
ANSA : English Turkish
n. ansa, sürahi sapı (Arkeoloji); gezegenin herhangi bir tarafından yansıyormuş gibi görünen Satürn halkalarından herhangi biri (Astronomi)
ANSAPHONE : English Turkish
n. ansaphone, telesekreter ticari markası, çağrı yanıtlama makinesi, telefon iletilerini kaydeden mekanik aygıt
ANSATE : English Turkish
adj. tutamaklı, sapı veya sapları olan, kulpa benzeyen parçası olan
ANSATED : English Turkish
adj. tutamaklı, sapı veya sapları olan, kulpa benzeyen parçası olan
ANSCHLUSS : English Turkish
n. ekleme, ilhak, katma; birlik; Avusturya’nın 1938’de Almanya’ya eklenmesi
ANSEL : English Turkish
n. bir erkek adı
ANSEL ADAMS : English Turkish
n. (
1984) panoramik güneybatı Amerika fotoğraflarıyla bilinen Amerikalı fotoğrafçı, Çağdaş Sanatlar Müzesi’nin (Museum of Modern Art, NY, ABD) fotoğraf bölümünün eş kurucusu
ANSERINE : English Turkish
adj. kaz ile ilgili, kaz gibi, kaz kafalı
ANSI : English Turkish
"American National Standards Institute (Amerika Ulusal Standartlar Enstitüsü)"; uluslararası standart talepleri ve gerekliliklerini koordine ederek Amerikan endüstrileri için ihtiyari standartları belirlemeye yardım eden Amerikan kuruluş
ANSI CHARACTER SET : English Turkish
ANSI karakter seti; Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü tarafından konulmuş standart karakter seti
ANSI GRAPHICS : English Turkish
ANSI grafik; ANSI standardını kullanan metin grafiği, Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü standardını kullanan grafik
ANSI SCREEN CONTROL : English Turkish
ANSI ekran kontrolü; Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü tarafından konulmuş, ekranda metinsel bilgi görüntülemesi standardı
ANSI.SYS : English Turkish
ekranları kontrol eden aygıt yöneticisi, ekranları ve klavyeyi kontrol eden dosya
ANSKY : English Turkish
n. bir soyadı
ANSWER : English Turkish
n. cevap, yanıt, çözüm; tepki; karşılık, misilleme; bakmak (kapi, telefon)
ANSWER : English Turkish
v. cevap vermek, yanıtlamak, karşılık vermek, bakmak (kapı), karşılamak, yetmek, tanıma uymak, uymak, yerine getirmek, kefil olmak
ANSWER A CHALLENGE : English Turkish
zorlu işi üstlenmek, meydan okumayı kabul etmek, cesarete karşılık vermek
ANSWER A LETTER : English Turkish
mektubu cevaplamak, mektuba yanıt vermek, cevap yazmak
ANSWER BACK : English Turkish
karşılık vermek, cevabı yapıştırmak
ANSWER FOR : English Turkish
sorumlu olmak, kefil olmak
ANSWER MACHINE : English Turkish
n. telesekreter
ANSWER PHONE : English Turkish
n. telesekreter, çağrı yanıtlama makinesi, telefon iletilerini kaydeden mekanik aygıt
ANSWER SIGNAL : English Turkish
yanıt sinyali, çağrı yapıldığında telefon kulaklığında duyulan çalma
ANSWER THE AFFIRMATIVE : English Turkish
v. olumlu cevap vermek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani