Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
INTERESTINGLY : English Turkish

adv. ilginç biçimde

INTERESTINGNESS : English Turkish

n. ilginçlik, enteresanlık, sürükleyicilik, dikkat çekicilik

INTERESTS : English Turkish

n. iş yaşamının veya toplumun etkili insan grubu

INTEREXCHANGE : English Turkish

n. santraller arası taşıyıcı, uluslararası eğitim ve kültür değişim programlarını desteklemek ve uygulamak için ABD hükümeti tarafından geliştirilen kar amacı gütmeyen kuruluş

INTEREXCHANGE CARRIER : English Turkish

Santraller arası Taşıyıcı, uzun mesafe telefon şirketi, yerel çağrı alanları arasında telefon hizmeti sağlamasına izin verilen telefon şirketi, IXC

INTERFACE : English Turkish

n. arayüzey, interfaz

INTERFACES EASILY : English Turkish

kolayca arayüz bağlantısı yapar, farklı bilgisayar sistemleri arasında kolayca bağlantı sağlar (Bilgisayar)

INTERFACIAL : English Turkish

adj. iki veya daha fazla yüz arasında; arayüz ile ilgili, arayüzey ile ilgili (Bilgisayar, Elektronik)

INTERFACTIONAL : English Turkish

adj. gruplar arası, iki veya daha fazla hizip veya grup arasında, iki veya daha fazla grubun müdahil olduğu

INTERFAITH : English Turkish

adj. inançlar arası, farklı inançların bireyleri arasında

INTERFAITH COUNCIL : English Turkish

Dinlerarası Konsil, dinler arasında iyi ilişkiler ve dostluğu sürdürmek için kurulan kurul

INTERFAMILIAL : English Turkish

adj. aile arası, aile arasında, aile içi, aynı ailenin üyeleri arasında

INTERFERE : English Turkish

v. karışmak, girişmek, müdahale etmek, araya girmek, parazit yapmak

INTERFERE IN : English Turkish

urnunu sokmak, söze karışmak

INTERFERE WITH : English Turkish

v. engel olmak, tecâvüz etmek, ırzına geçmek

INTERFERENCE : English Turkish

n. karışma, müdahale etme, burnunu sokma, kurcalama, tezat, engel, engelleme, parazit, girişim

INTERFERENTIAL : English Turkish

adj. müdahale ile ilgili, karışma ile ilgili (özellikle de dalga veya sinyallerle ilgili)

INTERFERER : English Turkish

n. müdahale eden kimse, karışan kimse, rahatsız eden kimse veya şey, burnunu sokan kimse; karşıt takım oyuncusunu engelleyen oyuncu (Spor)

INTERFERING : English Turkish

adj. karışan, çatışan, aykırı düşen

INTERFEROMETER : English Turkish

n. girişim aracı

INTERFEROMETRIC : English Turkish

adj. interferometrik, girişimölçer ile ilgili, dalga boyları ölçmek için ışın demetleri arasındaki karışmayı kullanan alet ile ilgili (Işık Bilimi)

INTERFEROMETRICALLY : English Turkish

adv. interferometrik bir şekilde, girişimölçer ile ilgili bir şekilde, dalga boyları ölçmek için ışın demetleri arasındaki karışmayı kullanan alet ile ilgili bir şekilde

INTERFEROMETRY : English Turkish

n. interferometri, dalga boylarının girişimölçer (ölçüm için ışın demetleri arasındaki karışımı kullanan alet) ile ölçülmesiyle ilgili bir şekilde

INTERFERON : English Turkish

n. interferon, hayvan hücresi tarafından bir virüse karşılık olarak üretilen protein (Kimya)

INTERFERTILE : English Turkish

adj. melezleştirilebilir, çaprazlanabilir (Zooloji, Botanik)