English Turkish
INTERFERTILITY : English Turkish
n. melezleştirilebilirlik, çaprazlanabilirlik (Zooloji, Botanik)
INTERFIBRILLAR : English Turkish
adj. interfibriler, lifçikler arası, lifçikler arasında, lifler arası
JAZZILY : English Turkish
adv. caz müziği gibi, caz stilinde, caz ritminde; canlı, enerjik
JAZZINESS : English Turkish
n. caz müziği gibi olma, caz stili, caz ritmi; neşe, canlılık, enerji
JAZZY : English Turkish
adj. caz gibi, göz alıcı, parlak
JBOD : English Turkish
JBOD, RAID standardına göre düzenlenmiş olmayan ve RAID sisteminin hız ya da veri güvenliğini sağlamayan birkaç bağımsız sabit diskler (Bilgisayar)
JC : English Turkish
hazreti İsa, İsa peygamber
JCC : English Turkish
Yahudi Topluluğu Merkezi, yerel Yahudi toplumunun ihtiyaçlarını karşılayan ve Yahudi takvimindeki özel günleri vurgulayan sosyal tesis
JCT. : English Turkish
n. kavşak, kesişme; geçit; bağlantı; birleşme noktası, buluşma noktası
JD : English Turkish
Hukuk Doktoru, hukuk lisans derecesi, üniversite hukuk programını tamamladıktan sonra kazanılan derece (ayrıca Hukuk ilmi Doktorası)
JDK : English Turkish
Java Gelişme Kiti, Java programları yaratmak için kullanılan yazılım araçları paketi (Bilgisayar)
JE T'AIME : English Turkish
(Fransızca) seni seviyorum
JEALOUS : English Turkish
adj. kıskanç, güvensiz, düşkün, titiz, özenli
JEALOUS GOD : English Turkish
Kıskanç Tanrı, Yahudilerin başka tanrılar veya idollere tapmasını yasaklayan Eski Ahit tanrısı
JEALOUS GUY : English Turkish
kıskanç adam, rekabete tahammülü olmayan erkek, kendisine ait saydığı şeyleri koruyan erkek
JEALOUS HUSBAND : English Turkish
kıskanç koca, karısından şüphelenen ve sahip çıkan erkek (özellikle karısının diğer erkeklere olan etkileşimleri ile ilgili olarak)
JEALOUS OF : English Turkish
adj. düşkün, titiz, üzerine titreyen
JEALOUS WIFE : English Turkish
kıskanç kadın, kocasından şüphelenen ve sahip çıkan kadın (özellikle kocasının diğer kadınlarla olan etkileşimleri ile ilgili olarak)
JEALOUSLY : English Turkish
adv. kıskanarak, kıskançlıkla, hırsla, istemeyerek; açıkgöz bir şekilde, gayretli bir şekilde; hoşgörüsüz bir şekilde
JEALOUSNESS : English Turkish
n. kıskançlık, haset, zoruna gitme, imrenme, aç gözlülük; uyanıklık, gayretli olma; hoşgörüsüzlük
JEALOUSY : English Turkish
n. kıskançlık, haset, özen
JEAN : English Turkish
n. kot
JEAN : English Turkish
n. blucin, dayanıklı pamuklu kumaş, kot kumaşı
JEAN BAPTISTE JOSEPH FOURIER : English Turkish
n. Jean Baptiste Joseph Fourier, Baron Jean Baptiste Joseph Fourier (
1830), ısı iletimini araştıran Fransız matematikçi ve fizikçi
JEAN BAUHIN : English Turkish
n. Jean Bauhin, (
1582) Fransız doktor
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani